Milton Kasırgası, yüzyılın en şiddetli kasırgası olarak Ekim ayının en önemli haberleri arasında yer almaktadır. Tarih boyunca kasırgalar, yıkıcı etkileri ve geniş coğrafyaları etkileyen devasa boyutlarıyla büyük felaketlere yol açmıştır. Özellikle ABD gibi okyanusa yakın konumlanmış ülkeler için kasırga, kontrol altına alınamayan en güçlü doğa olaylarından biri olarak nitelendirilmektedir. Bu doğa olaylarını anlamak, önceden tahmin edebilmek ve hasarı en aza indirgeyebilmek için yapılan çalışmalar, bu ülkeler açısından oldukça önemlidir. Gelişen teknoloji sayesinde yapılan çalışmalar sonucu, bu tehlikeli hava olaylarını anlamlandırabilmek ve kasırgaların analiz edilmesi mümkün hale gelmiştir.
Söz konusu kasırgalar olduğunda ilk akla gelen isim, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı bir bilim ve araştırma kurumu olan NOAA (National Oceanic and Atmospheric Administration)’dır. NOAA; okyanus, atmosfer bilimleri ve iklim değişikliği ile hava tahminlerine kadar birçok alanda faaliyet göstermektedir. Kurumun aktif olarak kullandığı, büyük doğa olaylarını izlemek ve tahmin etmek için kullanılan özel uçakları bulunmaktadır. Bu uçaklar, havacılık şirketlerinin aksine, bilimsel araştırmalar ve veri toplama amacı ile donatılmışlardır. NOAA bünyesinde bulunan (Resim 2) Lockheed WP-3D Orion uçakları (2 adet), ileri düzey teknoloji ve ekipmanlarla donatılmıştır. Bu iki uçak, yıllardır kasırgaların izlenmesi, anlaşılması ve tahmin edilmesi için çok sayıda bilimsel çalışmada yer almış, milyonlarca veri noktası toplamıştır. Kasırgaları anlamak sadece meteorologlar ve bilim insanları için değil, aynı zamanda kasırgaların vurduğu bölgelerde yaşayan insanlar için de hayati önem taşımaktadır. Çünkü bu veriler sayesinde, kasırgaların olası rotası ve şiddeti hakkında bilgiler toplanarak, halkın güvenliğini sağlamak için tahliye gibi önlemler alınabilir.
Kasırga Avcıları: Lockheed WP-3D Orion Uçakları
Kasırgalar gibi şiddetli doğa olayları sırasında yer tabanlı radarlar ya da uydu görüntülerinden elde edilemeyen verilerin toplanması, alçak irtifa veri toplama işlemi sırasında yaşanabilecek eksikliklerin giderilmesi gerektiğinde, “Kasırga Avcıları” olarak bilinen Lockheed WP-3D Orion uçakları akla gelir. Bu uçaklar, doğrudan kasırgaların içine girerek en kritik bilgileri toplar ve bu bilgiler hava durumu tahminlerinde kullanılarak kasırgaların etkilerinin azaltılmasına yardımcı olur. Yerdeki radarlar ya da uyduların sınırlı kaldığı durumlarda bu uçaklar, kasırgaların en tehlikeli bölgelerine kadar inerek doğrudan bilgi sağlar. Peki, bu uçakların özellikleri nelerdir ve Milton gibi büyük kasırgalar söz konusu olduğunda neden gündeme gelmektedirler?
Lockheed WP-3D Orion uçaklarının kanat açıklığı 99,66 ft'tir. Menzilleri 3800 deniz mili olup, bu uçaklar 11.50 saate kadar havada kalabilirler. Bu uzun uçuş süresi, kasırga içinde kalıcı gözlemler yapılmasına olanak tanımaktadır. Maksimum brüt kalkış ağırlığı 135.000 lbs iken, maksimum brüt iniş ağırlıkları 114.000 lbs’dir. Bu ağırlık, uçağın taşıdığı ekipmanlar ve yakıt kapasitesi ile doğru orantılıdır. Kasırgaların içindeki şiddetli rüzgarlar ve hava olayları, bu uçakların oldukça dayanıklı ve sağlam yapıda olmasını gerektirmektedir. Lockheed WP3D Orion uçaklarında, motor olarak Rolls-Royce T56-14 3.5 serisi kullanılmaktadır. Bu güçlü motorlar, uçağın zorlu hava koşullarına rağmen güvenli bir şekilde uçmasını sağlar. Ayrıca uçaklar, alt gövde (LF) ve kuyruk Doppler radar (TDR) sistemleri ile donatılmıştır. Bu radar sistemleri, kasırgaların içindeki rüzgar hareketlerini ve hava olaylarını detaylı bir şekilde analiz etmeye yardımcı olur. Bu uçaklar, ABD'de bu radar sistemleriyle donatılmış tek uçaklardır ve bu sistemler, kasırga araştırmalarında kritik rol oynamaktadır. Kasırga Avcıları ayrıca, deniz köpüğünün yaydığı radyasyonu ölçerek ve hesaplayarak okyanus yüzeyindeki rüzgar hızını algılayan Adım Frekanslı Mikrodalga Radyometreleri (SFMR'ler) ile donatılmıştır. Bu cihazlar, okyanus yüzeyindeki rüzgar hızını ve şiddetini ölçmek için kullanılır. Okyanus yüzeyindeki rüzgar hızının belirlenmesi, kasırgaların kara ile temas etmeden önce ne kadar güçlü olduklarını ve hangi hızla ilerleyeceklerini anlamak için kritik öneme sahiptir.
Kasırga Avcıları, görev sırasında bilim insanları ve pilotlar tarafından verilen "Kermit" (N42RF) ve "Miss Piggy" (N43RF) lakaplarıyla da anılmaktadır. Bu isimler, uçakların uzun yıllar boyunca kasırga içi operasyonlarda kullanılması sonucu kazanılmıştır. Her iki uçak da Atlantik, Karayipler, Meksika Körfezi ve Doğu Pasifik'teki kasırga araştırmalarında görev almışlardır. Bu geniş görev yelpazesi sayesinde kasırgaların, dünyadaki farklı okyanus ve denizlerde nasıl oluştuğunu ve hareket ettiğini anlamak için kritik bilgiler elde edilmektedir.
Kasırga Araştırmalarında Kullanılan Teknolojiler
Fırtına ortamında mümkün olan en iyi veriyi elde etmek için mürettebat, uçaktaki bir fırlatma tüpüne GPS dropwindsondes adı verilen harcanabilir sondaları yerleştirmektedir. Bu sondalar, kasırgaların içine düşerken basınç, sıcaklık, nem, rüzgar hızı ve rüzgar yönü gibi hayati önem taşıyan verileri toplar. Denize paraşütle süzülen sondalar aracılığıyla elde edilen bu veriler, doğrudan uçağa iletilir. Toplanan bu veriler, kasırgaların içindeki farklı bölgelerde nasıl değişiklikler olduğunu anlamak için analiz edilir. Sonuç olarak sondalar sayesinde kasırgaların farklı katmanlarındaki atmosfer koşulları hakkında detaylı bilgiler elde edilir. Verilerin toplanmasından sonra, dropsonde verilerinin doğruluğu kontrol edilmelidir. Veriler doğrulandıktan sonra, kasırga modellerine dahil edilmek üzere, Ulusal Çevresel Tahmin Merkezlerine ve Ulusal Kasırga Merkezine iletilir. Bu merkezler, toplanan verilerle kasırgaların potansiyel rotalarını, şiddetini ve olası etkilerini tahmin etmeye çalışır. Bu tahminler, kasırgaların vurması beklenen bölgelerde yaşayan insanları uyarmak ve gerektiğinde tahliye işlemlerini başlatmak için kullanılmaktadır.
Miss ve Milton Kasırgası
Miss Piggy’nin adını duyurduğu en güncel olay, 8 Ekim 2024 tarihinde meydana gelmiştir. 5. Kategori seviyesinde bir kasırga olan Milton Kasırgası, şiddetli rüzgarlar ve dev dalgalarla ABD'nin doğu kıyılarına yaklaşırken, Miss Piggy bu kasırganın kalbine doğru uçmuştur. Türbülans esnasında kameraya yansıyan görüntülerde (Resim 3), nesnelerin uçuşmaya başladığı ve saniyeler sonrasında fırtınanın gözüne girdiklerinde, uçağın dışındaki manzaranın sakinleştiği görülmektedir. Kasırgaların gözündeyken ise, fırtına dışındaki şiddetli rüzgarlar ve türbülans yerini sakin bir atmosfere bırakmaktadır. Bu durum, kasırgaların yapısını anlamak ve fırtına içindeki farklı bölgelerdeki hava olaylarını analiz etmek için oldukça ilginç bir fenomendir.
Kategori seviyesindeki bir kasırga, saatte 155 mph’ye ulaşan rüzgar hızları ve devasa fırtına dalgalarıyla son derece tehlikeli ve yıkıcı olabilir. Bu gibi güçlü kasırgalar sırasında, kasırganın gözünden elde edilen veriler, kasırganın gücü ve rotası hakkında kritik bilgiler sağlayarak, tahliye ve diğer önlemlerin alınmasında önemli bir rol oynar.
Kasırgaların hem atmosferde hem de denizde yarattığı etkilerin, her iki ortamdaki eş zamanlı analizlerle anlaşılması gerekmektedir. Bu amaçla, Lockheed WP-3D Orion uçakları gibi gelişmiş teknolojiler ve bilimsel araştırmalar, kasırgaların etkilerini azaltmak ve insanları korumak için büyük önem taşımaktadır.