Thumbnail
  • 10.06.2024

Türkiye’de Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın kutlandığı 19 Mayıs 2024 günü, İran’da önemli yolcuları taşıyan bir helikopter düştü. Dokuz kişinin yaşamını yitirdiği bu helikopter kazası, on beş yıl önce Türkiye’de meydana gelen bir helikopter kazasını akıllara getirdi. Bu iki kaza arasındaki tartışmalı benzerliklerden kaçınarak, nesnel benzerlikler üzerinde durmayı tercih edelim. Ayrıca, kaza yapmış hava araçlarının yerlerinin tespit edilmesi konusuna odaklanalım. 

“25 Mart 2009 tarihinde Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesindeki mitingden Yozgat-Yerköy mitingine giden Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun da içinde bulunduğu helikopter, bilinmeyen bir sebepten dolayı Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde dağlık bölge üzerinde düştü. Olayda helikopterde bulunan altı kişi de yaşamını kaybetti. Düşen helikopter, ABD’li Bell firması tarafından geliştirilen ve önce ABD’de, daha sonra Kanada’da üretilen Bell 206 Jet Ranger modeli bir helikopterdi. Çok maksatlı kullanılan bu helikopterden 1962 ile 2017 arasında 7200 adet üretilmiştir. Kazadan sonra helikopterde bulunan bir gazeteci yaralı olmasına rağmen 112 Acil Servisi’ni cep telefonu ile arayarak kazayı bildirdi. Enkaza kazadan 48 saat sonra ulaşıldığında artık helikopterdeki altı kişi hayatta değildi.

19 Mayıs 2024 günü İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile beraber 9 kişi dağlık bölgeye düşen helikopterde yaşamlarını kaybettiler. İran tarafından daha sonra yapılan resmi açıklamada helikopterin kötü hava koşulları nedeniyle düştüğü belirtildi. Düşen helikopter, ABD’li Bell firması tarafından geliştirilen ve önce ABD’de, daha sonra Kanada’da üretilen Bell 212 Two-Twelve modeli bir helikopterdi. 1968 ile 1998 yılları arasında üretilen çift motorlu bu sivil helikopter, 1956 ile 1987 yılları arasında 17000’den fazla üretilen Bell UH-1 Iroquois askeri helikopterlerin sivil modelidir.

Düşen helikopterlerin markalarının aynı olması, bu marka helikopterlerin çok yaygın kullanılmalarından dolayı tesadüf olsa da, bu olay ile önceki olay arasındaki diğer bir benzerlik, bu helikopterin de kazanın sonrasında düştüğü yerin tespit edilmesinde yaşanan zorluklardı. İran-Azerbaycan sınırından hareket eden helikopterin refakatinde iki helikopter daha vardı. Buna rağmen İran Cumhurbaşkanını taşıyan helikopterin yeri, helikopter ile irtibat kesildikten sonra hemen bulunamamıştır.

Türkiye’nin İran’ın talebi üzerine kaza bölgesine gönderdiği Baykar Teknoloji imalatı Akıncı İHA’nın yardımı ile helikopterin yeri ısıya duyarlı kamera kullanılarak tespit edilmiş ve helikopter ile dokuz kişinin cenazesine olaydan on iki saat sonra ulaşılmıştır. Düşerek parçalanan ve yanan helikopterde bulunanların kaza sonrasında kısa bir süre dahi olsa hayatta kalmış olma ihtimalleri düşüktür. Buna karşılık Kahramanmaraş’taki kazanın üzerinden geçen on beş yıla ve teknolojik imkanların artmasına rağmen, bu helikopterin de kayıp duruma gelmiş olması ilginçtir.

ELT kısa adıyla bilinen “Acil Durum Yer Belirleme Vericisi”, uçak kazalarından sonra düşen uçakların yerlerinin tespit edilmesi ve kazazedelere erişilmesi için çok önemli bir cihazdır. Onlarca yıl önce ELT cihazlarının askeri veya ticari uçaklar dışında herhangi bir uçakta bulunması fikri pratik olarak kabul edilmiyordu. Ancak, tek bir olay tüm bunları sonsuza dek değiştirdi ve tüm uçaklar için ELT cihazlarının geliştirilmesini sağladı.

ELT cihazlarının ABD’de Federal Hükümet tarafından tüm sivil uçaklara takılmasının zorunlu kılınmasının hikayesi 1967 yılının sonlarında Saturday Evening Post’ta çıkan bir makale ile başladı. Makale, uçakları düştükten sonra Kaliforniya’daki Trinity Alplerinde 54 gün boyunca hayatta kalan 16 yaşındaki Carla Corbus ve annesinin cesetlerine erişildiğini anlatıyordu. Kazadan yaralı olarak kurtulan Carla ve annesi, bulundukları yerin yakınlarında uçan arama uçaklarının çalışmalarına rağmen, bu süre içinde tepelerinden geçen 59 adet tarifeli uçağa rağmen bulunamadılar. Carla, açlıktan ölümleri ile sonuçlanacak olan kazadan sonraki 54 günlük dönemde yaşadıklarını uçağın el kitabının kenarına yazdığı günlük notlar ile kaydetmişti. Gazetedeki bu makaleyi okuyan dönemin Colorado Senatörü Peter Dominick, bu üzücü olaydan çok etkilendi ve derhal tüm uçaklara acil durum vericileri takılması için bir yasa tasarısı hazırladı. İstenmeyen bazı aksiliklere rağmen, ELT yasa tasarısı “29 Aralık 1970 tarihinde Başkan Nixon tarafından imzalanarak yasalaştı. Yasa, 1973 yılının sonuna kadar tüm uçaklarda çalışır ELT cihazı bulundurulmasını talep ediyordu. Ancak yaşanan bir başka trajedi, bu tür cihazlara duyulan acil ihtiyacı gözler önüne serdi.

16 Ekim 1972’de Louisiana’dan Temsilciler Meclisi çoğunluk lideri Hale Boggs ve Alaska’dan Kongre üyesi Nick Begich, yardımcıları ve pilotla birlikte bir Cessna 310 ile Alaska’da, Anchorage ve Juneau arasındaki bölgede kayboldu. ABD tarihindeki en büyük arama operasyonlarından biri yapılmasına rağmen, kayıp uçak ve içindekiler hiçbir zaman bulunamadı. Bu trajedi Kongre’yi derinden etkiledi ve sivil uçaklarda ELT cihazlarının bulundurulmasının önemini pekiştirdi.

Günümüzde kullanılan ELT’lerin en gelişmiş modelleri hem 121,5 MHz Acil Durum frekansını hem de 406 MHz COSPAS-SARSAT Uluslararası Arama Kurtarma Uydu Sistemini kullanıyorlar. 121,5 MHz üzerinden yapılan yayınlar yerdeki arama ve kurtarma ekipleri ile bölgenin üzerinden uçan diğer hava araçları tarafından alınabiliyor. Uçaklar 121,5 MHz acil durum frekansını açık tutmak ve buradan bir sinyal aldıklarında sinyali aldıkları yeri ve sinyal aldıkları süreyi Hava Trafik Kontrol Merkezlerine bildirmek zorundadırlar.

406 MHz özel frekansı üzerinden yayın yapma özelliğine sahip olan ELT cihazları ise bir kaza anında otomatik olarak devreye girerek GPS üzerinden elde ettikleri hassas konumları bu amaç ile kullanılan uydulara bildiriyorlar. Bu uydulardan yer istasyonlarına bildirilen hava aracı kimliği bilgisi ve hassas konum bilgisi ile kurtarma ekipleri uçağa erişebiliyorlar. Bu cihazlar çok gelişmiş ve hassas olmalarına rağmen yine de çok pahalılar.

Küçük de olsa tüm hava araçlarının kaza anında bulunabilirliklerinin sağlanmasına yönelik olarak 2009 yılında meydana gelen kaza, Türkiye’de bir farkındalık yarattı ve gelişen teknoloji ile ELT kadar gelişmiş olmayan ama ELT’lerden daha ucuz bir çözümün, ELT taşıma zorunluluğu olmayan küçük hava araçlarında kullanılması için çalışma yapılmıştır. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün 2014 yılında yayınladığı Hava Aracı Takip Sistemi (HATS) konulu UOD-2014/7 sayılı genelgesi, çok hafif hava araçları hariç ülkemizde VFR şartlarında uçuş yapan tüm sabit ve döner kanatlı hava araçlarına cep telefonu şebekesi üzerinden veri haberleşmesi sağlayan Hava Aracı Takip Sistemi (HATS) takılması zorunluluğu getirilmiştir.

Hava araçlarında bir nevi FDR, wireless FDR hatta ELT görevi görmesi beklenen bu cihazlar, modern elektronik ve bilgisayar teknolojisi ile GSM teknolojisini birleştirseler de ELT özellikleri, cep telefonu şebekesinin GSM sinyalinin erişebildiği bölgelerle sınırlıdır.”

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği