Yaşam Alışkanlıklarının Sağlığımız Üzerindeki Etkileri
Yaşam alışkanlıkları, günlük olarak hayatımızda sürekli tekrar ederek yaptığımız ve yaşamımızı sürdürmeye yönelik davranışlarımızdır. Bunlardan bazıları beslenme, hareket ve uyku gibi çok temel ve gerekli ihtiyaçlar iken bazıları da isteğe bağlı seçimlerle örneğin sigara vb. maddeler kullanmak gibi alışkanlık haline getirilmiş davranışlardır.
Sağlıklı bir yaşam için bütün yaşam alışkanlıklarımızın vücudun çalışma düzeni ve yapısıyla uygun olması çok önemlidir. İnsan vücudu, yapı taşı olan hücrelerden oluşmuştur. Hücrelerimizde her saniye binlerce yaşamsal olay meydana gelir. Biz farkında olsak da olmasak da vücudumuzun hayatta kalması için bu olaylar sürekli olarak devam etmektedir. Bir yandan hücrelerimizde bu yaşamsal olaylar devam ederken diğer yandan da hücrelerimiz her an yenilenir. Dolayısıyla yaşam alışkanlıkları (bkz. İdeal Vücudun Sırları, 10. Bölüm, Kırmızı Bisiklet Yayınları) olarak yaptığımız herşey, vücudumuzda hücrelerin bu yapım- yıkım döngüsü üzerinde etki gösterir.
Yediklerimiz, içtiklerimiz, uyku düzeni , hareketli veya hareketsiz oluşumuz vb. gibi hayatımızda bütün yaptıklarımız, hücrelerimizde (www.emineakin.com) meydana gelen bu olayları olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedir Bütün bunların etkisiyle hücrelerimizin çalışma döngüsünde meydana gelen aksaklık ve problemler zamanla birikir. Bu problemler zaman içinde organlar ve sistemlerde daha büyük bozulmalara sebep olur. Artık bu noktada kişide sağlıkla ilgili şikayetler ortaya çıkmaya başlar. Yorgunluk, baş ağrıları, fibromiyalji, kabızlık, damar sertliği, tansiyon problemleri, yüksek kolesterol, bağırsak problemleri, karında sürekli şişkinlik, alerji, astım, sürekli tekrarlayan enfeksiyonlar, akne ve sivilceler, eklem problemleri, kan şekeri düzensizlikleri ve diyabet, depresyon, aşırı kilo, obezite, uykusuzluk, insülin direnci, polikistik over vb. hormonal bozukluklar ve hatta kansere kadar varan problemlerin ve hastalıkların hepsi aslında temelde hücrelerden başlar.
Günümüzde sağlık alanında yapılan bilimsel araştırmalar son yirmi yılda daha çok hastalıkların hücresel düzeydeki sebepleri konusunda yoğunlaşmaktadır. Özellikle 2016 yılında Japon bilim adamı Yoshinori Ohsumi’nin ve daha sonra 2019 yılında üç bilim adamının hastalıkların hücresel sebepleri konularında yaprıkları araştırmalar Nobel Tıp Ödülü almıştır.
Beslenmemiz ve yaşam alışkanlıklarımız bütün hücrelerimizi ve dolayısıyla da sağlığımızı çok derinden etkiler. Tıp dünyasında, Hipokrat’ın bin yıllar önce söylediği ‘’Yedikleriniz ilacınız, ilaçlarınız da yedikleriniz olsun ‘’ sözü yeni yeni anlaşılmakta ve araştırmalar bu yönde gittikçe artmaktadır. Hastanın beslenmesi ve yaşam alışkanlıklarında bütüncül bir yaklaşımla düzenleyici tedbirler alma yönünde çalışmaları kapsayan “İntegratif Tıp” yaklaşımı konusundaki çalışmalar da yine son yirmi yılda oldukça önemli derecede artmıştır. Özellikle bütün dünyada artan kronik hastalıklar ve son iki yıldır bütün dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinin, bu yöndeki çalışmalarda hızlandırıcı etkisi olmuştur. Halihazırda, Birleşmiş Milletler tarafından 2019 yılında ilan edilen Sağlıklı Yaşlanma Onyılı (2020- 2030 ) kapsamında birçok ülkede sağlığa bütüncül yaklaşımı destekleyen uygulama ve çalışmalar da devam etmektedir.
Kısaca değerlendirecek olursak, insan hayatında sağlıklı olmak ve hayatın son anına kadar sağlıklı kalmak aslında temel hedeftir. Bu hedefe doğru birtakım tedbirlerin zamanında alınması zaten hastalıksız bir yaşamı bize sağlayacaktır. Burada önemli olan temele, yani vücudumuzun yapı taşı olan hücrelerimize odaklanıp onların sağlığı için gayret etmektir. Bunun için doğru bilgilere ulaşmak ve elbette zaman kaybetmeden uygulamaya geçmek son derece önemlidir.