"Kaptanınız konuşuyor" anonsu, gökyüzünde kendiliğinden uçacak yeni nesil otonom yolcu uçakları sayesinde yakın gelecekte geçmişe ait bir anı haline gelebilir.

 

Şimdilerde küçük otonom uçaklar ordular tarafından uçuruluyor (İHA, SİHA vb.). Amazon sipariş paketlerinin teslimatı için uçuş testleri gerçekleştiriyor. Sürücüsüz arabalar yollarda geziniyor ve insanlar yollarda gezinen şoförsüz araba kavramını giderek daha da fazla kabul ediyor. Sanırım sıra pilotsuz ticari uçuşlara yavaş yavaş geliyor. Zaten bu tam otonom geleceğe giden yol, neredeyse 100 yıl önce ilk oto pilotun devreye girmesiyle başladı aslında.

 

Boeing de yaptığı bir açıklama ile pilotsuz uçuş testlerine önümüzdeki yıl başlanacağını resmen teyit etmiş durumda. Gerekçe olarak ise büyüyen havacılık sektörü, dolayısıyla artan pilot ihtiyacı ve özellikle de şirketlerin finansal karlılıklarını artırma istekleri olarak gösterilmektedir. Bu testlerin sonuçları hava yolu şirketlerinin kaderini değiştirebilecek niteliktedir. Havayolları bu teknolojiye çok sıcak bakmaktadırlar. Çünkü pilotsuz uçak fikri gerçeğe dönüşürse, pilot sayısını artırmadan uçuş sayısını (frekansını) artırılabileceklerdir. Hem pilotların görev süresi dezavantajları hem de dinlenme süresi kısıtları ortadan kalkacaktır. Bu da havayolu şirketleri için daha fazla sefer ve çok daha fazla kâr demektir.

 

Bir İsviçre yatırım bankası olan UBS tarafından yapılan ve pek çok basın organında da yayınlanan bu konuyla ilgili bir araştırmada dikkat çekici sonuçlar ortaya çıkmıştır. Bu araştırmaya göre; 2025 yılında, pilotsuz uçaklarla ticari yolcu taşımacılığına geçilebileceği iddia edilmiştir. Sektörün yakıt ve pilot eğitimleri başta olmak üzere milyarlarca dolar tasarruf edebileceğine de dikkat çekilmiş ve bu tasarrufun bilet fiyatlarının ucuzlaması sonucunu doğuracağı öngörülmüştür.

Çalışmaya göre; eğer pilotsuz hava taşımacılığı başlarsa havayolu endüstrisi kısa vadede 30 milyar dolar civarında tasarruf edebilecektir. İlave olarak pilotaj eğitim maliyetlerindeki çok ciddi azalma ve yakıt giderlerinde oluşacak büyük tasarruf mevcut rakamları çok daha yukarılara taşıyabilecektir.

 

Ayrıca uçak kazaları incelediğinde kazaların yüksek oranda insan faktörü kaynaklı bir dizi hatalar zincirinden oluştuğu görülmektedir. Hatta uzmanlar uçaklarda kullanılacak otonom uçuşu sağlayan yapay zekânın bu zincirin bir halkasını yakalayıp ortadan kaldırması sonucu ölümcül uçak kazalarının pilotsuz uçaklarla daha da azalacağını iddia etmektedirler.

Günümüz uçaklarına bakıldığında geleceğin uçaklarını ve pilotsuz uçuşları hayal etmek çok zor değil aslında. Otonom uçuş için gerekli olan teknolojik altyapının büyük kısmı günümüz uçaklarına zaten entegre edilmiş durumdadır. Örneğin uzun uçuşlarda havayolu pilotları saatlerce oto pilotla seyrüsefer gerçekleştirmektedirler. Hatta uçaklar şimdiden kendi başlarına havalanabilmekte, uçabilmekte ve iniş yapabilmektedirler. Günümüz ticari uçaklarının pek çoğu 1960 yıllında ilk kez gerçekleştirilen otomatik iniş sistemine sahiptir. Bu da her türlü hava koşulunda çok düşük görüş koşullarında otomatik iniş yapılmasını mümkün kılmaktadır. Otomatik iniş sistemi, otonom uçuşa en yakın olan durumdur. Çünkü sistem iniş esnasında rüzgârlardaki küçük değişikliklere bile anında tepki verebilmekte ve gerekli düzeltmeleri yapabilmektedir. Öyle bir noktaya geldi ki, Boeing uzmanları 787"yi geliştirirken yapılan sekizinci inişin, herhangi bir pilot müdahalesi olmadan yapılan bir otomatik iniş olduğunu belirtmektedirler.

 

 

Günümüzde Otomatik kalkışa izin verilmemektedir ancak bugünün uçakları da bunu yapabilecek kapasitede imal edilmektedirler. Mesela Boeing 777 ile piste girip otomatik kalkış yapabilirsiniz. Kesinlikle teknik altyapı hazır durumdadır.

Bunun yanında pilotsuz uçaklar konusunda soru işaretleri de yok değil. Üzerinde durulan konulardan en önemlisi elbette uçuş güvenliğidir. Gelecek yıl yapılacak test uçuşları bu kuşkulara bir cevap getirmeleri açısından ciddi önem taşımaktadır. Diğer önemli çekince de yolcuların bu fikre sıcak bakmamaları ve pilotsuz uçuştan korkmaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak Germanwings felâketinden sonra insanlardaki bu psikolojik etki giderek azalma eğilme içerisine girmiştir.

 

Tarihsel olarak uçaklardaki uçuş mürettebatı sayısının gelişimine baktığımızda aslında geleceği de okuyabiliriz. Geçmişte pek çok büyük uçağın beş mürettebatı bulunmaktaydı; iki pilot, bir uçuş mühendisi, bir seyrüseferci ve bir radyo operatörü. Yıllar içerisinde teknolojik gelişmeler sonucu önce radyo operatörü, daha sonra da seyrüseferci kokpitten gitmiştir. Ve 1970"li yıllarda jet uçak devriminin sürdüğü sıralarda uçuş mühendisleri de yavaş yavaş kaybolmaya başlamış ve kokpitte iki pilot kalmıştır.

 

Sonuç olarak, otonom uçuş teknolojisi aşamalı olarak kabul edilecek gibi görünmektedir. Geçmişte beş mürettebatla yapılmaya başlanan uçuşlar günümüzde sadece iki pilot ile yapılmaktadır. Yakın gelecekte artan otomasyon ve yapay zekâ çalışmalarının sonucu bu sayının bire düşeceği kesin gözükmektedir. Ve bir sonraki aşama ise pilotsuz tam otonom uçaklar olacaktır. İnsanoğlu doğasında bulunan çok kısa sürede adapte olabilme yeteneği sayesinde bu duruma da hem yolcu olarak hem de çalışan olarak kısa sürede uyum gösterecektir.

Otonom uçuş; Pilot müdahalesi olmadan kendiliğinden belli bir uçuş planı üzerinden otomatik uçuş kontrol sistemi ile gerçekleştirilen uçuşlardır.

 

Emniyetli uçuşlar dileklerimle…

 

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği