HİNDİSTAN’DA BİR KOLTUK KAZASI
Uçak, pistte kalkış için hızlanmıştı. Uçağın kumandası kaptan pilottaydı. Uçak 265 km/h lik V1 hızına erişmeden, yaklaşık 200 km/h hızda iken, kaptan pilotun koltuğu ani olarak arkaya doğru yattı. Dengesini kaybeden kaptan pilot geriye doğru düşerken hem tuttuğu levyeyi hem de gaz kolunu bırakmak zorunda kaldı.
Air India Express havayolu firmasına ait, VT-AYD tescil işaretli Boeing 737-800 uçağı 12 Ekim 2018 tarihinde, Hindistan’daki Tiruchirappalli havaalanından, 130 yolcusu ve 6 mürettebatı ile, Dubai’ye gitmek üzere havalanan, Air India Express havayolu firmasına ait, VT-AYD tescil işaretli bir Boeing 737-800 uçağı, kalkış sırasında yükselemeyerek, pistin bitişinden 305 metre uzaklıktaki localizer antenine ve anteni çevreleyen duvara çarparak hasarlandı. Yoluna devam eden uçak, Umman hava sahasına girdikten sonra, yolundan geri dönüp, Bombay (Mumbai) havaalanına iniş yaptığında, kalkışından yaklaşık 4 saat 15 dakika geçmişti.
Bombay havaalanı'na sorunsuz bir acil iniş yapan uçak incelendiğinde, kalkış sırasında kuyruğunu da vurmuş olduğu, ayrıca, antene ve duvara çarpmasının sonrasında, gövdesinin arka bölümünün alt kısmında, derin bir yırtığın meydana geldiği anlaşıldı. Olayda, herhangi bir yaralanma, ya da can kaybı olmadı. Uçağın kaptanının Boeing 737NG uçağında, 500 saati sorumlu kaptan olarak, 3600 uçuş saati tecrübesi vardı. İkinci kaptanın da Boeing 737NG uçağında 3000 uçuş saati tecrübesi bulunuyordu. Olayın sonrasında, her iki pilota da uçuştan el çektirildi. Olayın akışını anlattığımda, bazı sorular akla geliyor: Uçak kalkış sırasında neden yükselemedi? Uçak, antene ve duvara çarptığı halde neden yoluna devam etti?
O gün, Tiruchirappalli (Trichy) havaalanında ne oldu?
Hindistan Kaza Araştırma Kurumu, bu yılın temmuz ayında, kaza ile ilgili raporunu açıkladı. Uçak, olayın öncesinde pistte kalkış için hızlanmıştı. Uçağın kumandası kaptan pilottaydı. Uçak 265 km/h lik V1 hızına erişmeden, yaklaşık 200 km/h hızda iken, kaptan pilotun koltuğu ani olarak arkaya doğru yattı. Dengesini kaybeden kaptan pilot geriye doğru düşerken hem tuttuğu levyeyi hem de gaz kolunu bırakmak zorunda kaldı. Uçaktaki dijital uçuş veri kayıt cihazından elde edilen bilgi, o anda, motor itki seviyesinin yüzde 98’den yüzde 77 ye indiğini gösteriyor. Kaptan, “Kontrol sende” diye bağırarak kumandayı ikinci pilota devretti. Beş, altı saniye sonra, koltuğunu düzelterek eski konumuna gelen kaptan, dışarıya baktığında pistin sonuna yaklaşık 600 metre kaldığını gördü. Uçak, V1 sürati olan 265 kilometreye henüz gelmemişti. Kumandayı tekrar üzerine alan kaptan pilot, motorlara tam gaz verdi ve pistin bitmesine üç yüz metreden az kalmışken, levyeyi kendine çekerek, uçağın burnunu yukarıya kaldırdı. Uçak irtifa kazanmakta zorlandı, arada türbülansa benzeyen bir sarsıntı hissettiler. Daha sonra yükselen uçağın iniş takımını topladılar ve uçuşa devam ettiler.
Kalkış sırasında uçağın arkasında, sol ve sağ taraftaki katlanır koltuklarda, oturan kabin görevlileri, uçağın rahat tırmanamadığını fark etmişlerdi. O sırada duydukları, çarpmaya benzeyen sesin, kargoda taşınan yükün kalkış sırasında yerinden hareket etmesinden kaynaklandığını düşündüler.
Trichy havaalanındaki nöbetçi kule memuru, ILS Localizer cihazının çalışmadığını gösteren kırmızı ışığın yandığını fark etti. En yakın güvenlik görevlisi ile telsizle temas kurup, localizer antenini kontrol etmesini istedi. Gelen habere göre, anten kırılmıştı ve antenin çevresindeki duvar da kısmen yıkılmıştı.
Saat 19:54'te kule uçağı arayarak, uçağın pistten kalkarken irtifa kazanamadığını söyledi ve her şeyin yolunda olup olmadığını sordu. Pilotlar, her şeyin yolunda olduğunu söylediler ve neden telaşlandıklarını sordular. Kule, uçağın kalkışta localizer antenini kırdığını ve çevresindeki duvarı da yıktığını söyledi. Bunun üzerine pilotlar kuleden 21000 ft irtifada, düz uçuşa geçmek için izin istediler. İniş takımını indirip, topladıklarında herhangi bir sorunla karşılaşmadılar. Hidrolik sistemini ve basınçlandırma sistemini de test ettiler. Herhangi bir anormallik bulamadılar. Motorların parametreleri de normaldi. 36000 ft lik seyir irtifasında hidrolik sisteminin ve kabin basınçlandırma sisteminin testlerini tekrarladılar. Herhangi bir anormallik görmediler. Kabin içi irtifası da normal seviye olan 7000 ft irtifada idi. Bunun üzerine, mürettebat uçuşa devam etme kararı aldı. Hava trafik kontrol merkezi, havayolu firmasından hasarlı anteni incelemesi için, bir uçak teknisyeni göndermesini istedi. Gelen teknisyen, localizer anteninin ve çevreleyen duvarın etrafında bulunan, balpeteği malzemeden parçaların ve kırık VHF anteninin uçağa ait olduğunu tespit etti. Uçak, Umman’ın başkenti Muscat’in sorumlu olduğu uçuş bölgesinde iken, kule HF radyo üzerinden uçağı arayarak, Air India Express havayolu firmasının operasyon kontrol merkezinin, uçağın geri dönerek Mumbai havaalanına inmesi talimatını verdiğini iletti. Bunun üzerine, uçak rotasını Mumbai’ye çevirdi ve gece yarısını 8 dakika geçe, herhangi bir sorun yaşamadan, Mumbai’ye iniş yaptı.
Uçağın gövdesinin altındaki yırtık
Havaalanında yapılan kontrolde, uçağın gövdesinin alt kısmında, çarpması ile hasar verdiği anten ve duvardan kaynaklanan, derin bir yırtığın olduğu görüldü. Ayrıca uçak, kalkış sırasında yaklaşık 17 metrelik mesafe boyunca, kuyruğunu sürtmüştü. Bu durumda olan bir uçağın yüksek irtifaya çıkarılması ve kabininin basınçlandırılması çok riskliydi. Maalesef, hasarın farkında olmayan pilotlar, uçağı 36000 ft irtifaya kadar çıkartmışlardı. Bu şartlar altında, olayı ucuz atlatılmış olarak, kabul edebiliriz.