Kıymetli UTED Dergisi okuyucuları...
Yapmış olduğum çalışmamda havacılık sektöründe genç bakış açısı olarak sivil toplum kuruluşlarının havacılık sektörüne etkisi, problemlerimizi ve sahip olduğumuz haklarımızı ve aynı zamanda icra etmiş olduğumuz mesleğimizin / mesleklerimizin gelecek kuşaklara sivil toplum kuruluşuna / kuruluşlarına yakışan ve aslına uygun şekilde ifade ederken, STK’ların nasıl yaygınlaştırılıp ya da nasıl topluma kazandırılacağı hakkında 2 sayılık bir yazı ile sizlere aktarmak istedim.
Sizlerle paylaşmakta olduğum çalışmamda ilham kaynağım olan ve aynı zamanda Yönetim Kurulu Üyeliği ve Temsilcilik Birim Başkanlığı’nı üstlenmiş olduğum Herkes İçin Havacılık Derneği’ne ve kurucusu Sayın Osman ÜLKEBAŞ’a teşekkürlerimi sunmak isterim.
Çalışmamda ülkemizde sivil toplum kuruluşu algısını ve yaygınlaşmasını lise talebeliği dönemlerimden bu yana takip etmekteyim. Ve en çok gözüme çarpan durumlardan birisi de havacılık kültürünün genç kuşaklara aktaracak STK’ların, derneklerin, toplulukların, öğrenci kulüpleri gibi ekiplerin olmamasıydı. Aslında lise çağlarını bırakın, ilkokul hatta çocukken kazanılması gereken bir konudur havacılık kültürü... Diyor ya atalarımız “Ağaç yaş iken eğilir”. Biz Türk milleti olarak yerli otomobilden önce uçak yapan ve uçurabilen bir milletiz. Haddim değildir belki ama çocuklarımıza Ferrari, Ford gibi markaları göstermek öğretmek yerine ülkemizin yetiştirdiği evlatlarından Vecihi Hürkuş’u, Nuri Demirağ’ı keşke daha küçük yaşlarda aktarabilsek…
Türkiye’de son zamanlarda sivil toplum kuruluşlarının çoğaldığını, örgütsel yaşam alanı olarak farklı yapılanmalar halinde yaygınlaştığını, basım-yayın organları ve inovasyon projelerinin az da olsa artmasıyla birlikte büyümeyi gözlemlemekteyiz. Sivil toplum kuruluşları farklı alanlarda çalışan gönüllü kuruluşlardan, düşünce kuruluşlarına, ulusal ve Uluslararası arenada temsil eden kuruluşları da içinde barındırdığı bir “örgütsel alanı” temsil etmektedir.
Ülkemizde çoğu sivil toplum kuruluşunun ne yazık ki birçok sıkıntısı bulunmaktadır. Bunlardan en önemlilerinden birisi de vizyon ve misyonumuzu ya da kendimizi nasıl ifade edebiliriz? Geçmiş yıllardan bu zamana kadar STK’lar ve dernekler anlamında bir çok değişim, gelişim ve inovatif adımlar atıldığını hepimiz gözlemlemekteyiz. Kurumlarda en önemli etkenlerden sayabileceğimiz
-Aktif gönüllü çalışan olmak
-Yapılan çalışmalara destek vermek.
-Dernek yararına çalışmalar organize etmek.
-Tevazu göstermek.
-Saygı ve anlayışın ön planda olduğu tavırlar sergilemek
-Analitik ve yenilikçi düşünmek
-Daima gelişmeye açık olmak.
STK algısı ile birlikte gelişip, değişen v e her gün kendini yenileyen havacılık sektörü, sivil toplum kuruluşu anlamında artış göstermektedir. Artış ile beraber yapılanma, büyüme ve gelişme evrelerini gözden kaçırmak mümkün değildir. Bu gelişimde üye, organizasyon, inovatif düşünceler gibi faktörler oldukça önem arz etmektedir. Yapmış olduğum çalışmada “Havacılık sektörü ile ilgili bir STK’ na üye misiniz?” sorusunu yönelttim ve aşağıdaki veriyi elde ettim.
Dernek/STK üyelerinin en çok sıkıntı çektiği konulardan birisi ise iletişim ve kurumda yaşanan gelişmelerdir. Bunları günümüz teknolojisinde bir kaç saniye içinde ya web sitesi ya da uygulamalar sayesinde öğrenebilmekteyiz. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişimi ile birçok alanda var olan gelişme STK ve dernekler içinde geçerlidir. Yapmış olduğum ankette “Takip ettiğiniz STK’nu hangi yayın organı ile takip ediyorsunuz?” sorusunu yöneltip, aşağıdaki oranı elde ettim.
Ülkemizde havacılık sektörü anlamında birçok STK ve dernek bulunmakta. Örnek verecek olursam UTED, Herkes İçin Havacılık Derneği, TALTA, TALPA gibi... Son yıllarda (özellikle 2003’lü yıllardan sonra) havacılık sektörü inanılmaz bir atağa geçmiştir. Her gün daha da güçlenen sivil ve savunma sanayimizle birlikte havacılık sektörünün daha da gelişip muasır medeniyetler seviyesine geleceğinin inancı içerisindeyim. STK ve dernekler de her geçen gün yeni ve dinamik fikirleri ile gelişmekte olan sektöre ayak uydurmaya çalışmaktadır.
Son yıllarda popüler etkinliklerden sayabileceğimiz sektör buluşmaları, kariyer günleri... STK ve derneklerin esaslarında da bulunan toplumu bilinçlendirme ve gelişiminde rol oynama ifadesi bunun tam kendisidir. Lakin geçmişimizden günümüze yansıyan STK ve derneklere sahip çıkmama ve STK bilinçsizliği sorunu bu rolü oynatamamıza neden olmaktadır. Konuyla ilgili olarak “Daha önce STK ve STK bilinci hakkında eğitim /toplantı / seminer / konferansa katıldınız mı?” sorusunu yönelttim ve aşağıdaki analizi elde ettim.
Yazımın 1. sayısının son kısmını şu sözler ile bitirmek istiyorum. STK ve derneklere gereken desteği zincire benzetiyorum. Desteği zincirin gücü şeklinde benzetelim. Eğer ki bu zincirden bir halka kopuk ya da deforme olursa güçsüz bir birlik elde etmekle beraber kırılır ve o yapı dağılır.
Yazımın 2. sayısında görüşmek üzere.
Saygılarımla…