Thumbnail
  • 10.07.2021

Dünyanın en büyük uçak üreticileri, 2050 yılında havacılık endüstrisinin hangi boyutlara ulaşacağını öngören konseptlerle yeni planlar yapmaya başladı.

 

Uçuş emniyeti, yolcu konforu,  tarifede etkinlik ve ekonomik olmak artık bir rekabet unsuru değil. Bir havayolunun olmazsa olmazları, tercih edilme nedenlerinden sadece birkaçı... 

Günümüzde havacılık sektörünün hızla gelişmesi ve üretilen global algı, havayolu şirketlerinin  rekabet  kriterlerini değiştirdi. Yolculara beklentilerinin ötesinde hizmet sunmak sadece havayolu şirketlerinin değil, uçak üreticilerinin de ortak amacı... 

 

Sektörde artık  zamanın ötesine geçecek tasarımlar yarışıyor.  Bu doğrultuda, başta Boeing ve Airbus firmaları olmak üzere, dünyanın en büyük uçak üreticileri geleceğin uçuş trendlerini araştırmaya, daha şimdiden 2050 yılında havacılık endüstrisinin hangi boyutlara ulaşacağını öngören konseptlerle yeni planlar yapmaya başladılar. 

 

Lider uçak üreticisi Airbus, 10 bin kişinin oy verdiği Küresel Yolcu 2050 Anketi sonuçlarına  göre tasarladığı Rüya Uçak ile  yolcularına, günlük yaşamlarında kullandıkları teknolojiye uçuş esnasında da ulaşabilecekleri, tatil konforunda  bir  yolculuk sunmayı amaçlıyor. Devrimsel nitelikteki yakıt tüketimi, emisyon, atık ve gürültü oranını düşürecek teknolojiler ile donatılmış Airbus Konsept Uçağı’nı takip eden Rüya Uçak, yolcularına panoramik manzara sunacağı cam tavanlar vaat ediyor. Doğadan esinlenen cam uçağın biyonik yapısı kuş kemiklerinin verimliliğini taklit ediyor. 

 

Yeni kabin tasarımlarında kabin konforu yalnız kabin içi eğlence sistemi, kabin içi ürünler, koltuk konforu, ikram ve temizlik ile sınırlı değil, hatta günümüz sky residence tasarımlarıyla da sınırlı değil. Geleneksel sınıf anlayışının yerini, eğlenmek veya dinlenmek isteyen yolcular ayrımı alıyor. Sınıf farkının ortadan kaldırıldığı interaktif sosyalleşme bölgesinde bar sohbetleri sürerken, yolcu sanal pop up projeksiyonlarda kumar oynayıp, sanal soyunma odalarında alışveriş yapabilecek. Kabindeki “yaşam bölgesi” vitamin ve antioksidanlarla zenginleştirilmiş havası, hafif ışıkları, aromaterapi ve akupresör tedavileriyle yolcuların rahatlamasına yardımcı olacak. 

 

Yenilikler bunlarla bitmiyor, gelecekte, kabinde başka ne tarz yeniliklerin bizi beklediğine göz atalım.

 

Biyonik Yapılar

Geleceğin uçakları, kuşların kemik yapılarına benzeyen, hem hafif, hem de güçlü biyonik bir iç yapı oluşturularak inşa edilebilecek. Biyonik yapıların kullanılmasıyla gövde, ihtiyacı olan sağlamlığa sahip olurken, aynı zamanda (Kemiklerin gözenekli iç yapılarında olduğu gibi) gerektiğinde ekstra alanlar oluşturulabilecek. Bu yapı, uçağın ağırlığını ve yakıt sarfiyatını azaltmakla kalmayacak, çok büyük boyutlu kapılar, panoramik pencereler, vb. ek özelliklerin uçağın gövdesine eklenmesini mümkün kılacak.

 

Biyopolimer zar

Kabinin biyonik yapısı, pencereler için ihtiyaçları ortadan kaldıracak şekilde, doğal ışık, nem ve sıcaklık miktarını kontrol edebilen biyopolimer bir zarla kaplı olacak. Bu akıllı yapı, yolculara gökyüzünü her açıdan görebilme, seyahatleri sırasında geçtikleri her noktada eşsiz manzaralar yakalama fırsatı verecek.   

 

Entegre Network Ağı

Geleceğin uçaklarında, kabinin elektrik sistemleri insan beyni ile kıyaslanacak seviyede sanal bir zekaya sahip olacak, yolcuların istekleri doğrultusunda sayısız işlevi “akıllıca” yerine getirebilecek . 

 

Ekolojik ve Kendine Yetebilen Materyaller

Günümüzde, yağmur damlacıklarını yapraklarından yuvarlayan lotus bitkisinden esinlenerek, duş kabin yüzeylerinde farklı kaplamalar kullanılmaya başlandı. Gelecekte, uçak kabinleri için koltuk kumaşları ve halılar bu teknolojiyle üretilmeye başlanacak. Aynı zamanda, uçak içindeki malzeme kullanımı, tamamen ekolojik bir yapıda gerçekleşecek.

 

Holografik Teknoloji

Gelecekte holografik teknoloji, sanal ve gerçeğin ayırt edilemeyeceği derecede geliştirilmiş olacak. Uçak içinde, bu teknoloji sayesinde, sanal dekorlar ve görüntüler kullanılabilecek, uçak içi eğlence sistemlerine entegre edilebilecek.

 

Enerji Toplama

Akıllı enerji çözümleri kabin ortamının bir parçası olacak. Yakıt cihazları, güneş panelleri gibi kaynaklarla enerji sağlanacak, belki de koltukta oturan yolcuların vücut ısıları bile ek enerji olarak toplanarak kullanılabilecek.

 

Tüm bu yenilikler, ilk bakışta her ne kadar ulaşılamaz görülse de, havacılık sektöründe günümüz teknolojisinin bize sundukları, geleceğe yönelik çok daha iyimser bakmamızı sağlıyor. Daha şimdiden “Dünyanın sıfır yakıtla uçan, güneş enerjisi ile çalışan ilk dört motorlu uçağı Solar Impulse, dünya turuna çıkıyor” haberleri gazetelerde yer alıyor. Bu ve benzeri haberler, tasarım harikası bu uçaklar ile seyahat etmek için 2050 yılına kadar beklemek zorunda kalmayacağımızı gösteriyor.

 

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği