Thumbnail
  • 15.10.2024

Değerli okurlar, havacılık bakım, onarım ve revizyon (MRO) sektörü, hızla gelişen teknolojiler, sürdürülebilirlik hedefleri ve operasyonel zorluklarla karşı karşıya. Bu değişim, hem küresel rekabeti hem de havayolu şirketlerinin bakım süreçlerini derinden etkiliyor. Kestirimci bakım, dijitalleşme ve yeşil teknolojiler, MRO’nun geleceğini şekillendiren en önemli trendler arasında yer alıyor. Ancak, tedarik zinciri sıkıntıları ve nitelikli iş gücü eksikliği gibi sorunlar da giderek artmakta. Bu yazımda, MRO sektöründeki en önemli trendleri, karşılaşılan zorlukları ve gelecek vizyonunu Oliver Wyman’ın 2024–2034 sektör analiz raporu üzerinden değerlendireceğiz.

Pandemi Sonrası Toparlanma ve Zorluklar

COVID-19 pandemisi, tüm dünya gibi havacılık sektörünü de derinden etkiledi ve en çok etkilenen sektörlerin başında geldi. Uçakların çoğu yerde kaldı, seferler durdu ve MRO operasyonları neredeyse sıfıra indi. Ancak 2024 itibarıyla sektör yeniden büyüme trendine girdi. 2024’te MRO harcamalarının 104 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu, pandeminin yarattığı duraksamadan sonra önemli bir geri dönüş olarak yorumlanıyor. Ancak pandeminin getirdiği hasarlar tam anlamıyla onarılmış değil. Özellikle tedarik zinciri sıkıntıları ve nitelikli iş gücü eksikliği, hâlâ büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Teknoloji ile Dönüşüm: Kestirimci Bakımın Yükselişi

MRO sektörünün geleceğinde en çok konuşulan yeniliklerden biri kestirimci bakım. Artık yalnızca planlanmış bakımlar yerine, uçaklardan alınan sensör verileriyle potansiyel arızalar önceden tespit edilebiliyor. Bu sayede uçaklar, beklenmedik arızalar nedeniyle yerde kalmıyor ve operasyonel kesintiler minimuma indiriliyor. Kestirimci bakımın temel avantajı, maliyetleri düşürmesinin yanı sıra güvenliği de artırmasıdır.

Bu veri odaklı yaklaşımla havayolu şirketleri, bakım süreçlerini optimize edebiliyor. Örneğin, motorlardaki sensörler sıcaklık, titreşim ve performans ölçümleriyle potansiyel bir arızayı tespit ederek bakım ekibine anında bildirim gönderiyor. Böylece motor, daha ciddi bir hasar almadan bakım işlemi gerçekleştirilebiliyor. Bu ayki sayımızda bu konuyla ilgili çok daha detaylı bir yazıya ulaşabilirsiniz.

Nitelikli İş Gücü Eksikliği: Yeni Nesil Çözümler

Pandemi sonrası en büyük zorluklardan biri, nitelikli iş gücü eksikliği oldu. Birçok deneyimli teknisyen emekli olurken, sektöre yeni katılımlar sınırlı kaldı. Özellikle Kuzey Amerika’da 2027 yılına kadar yaklaşık 24.000 teknisyen açığı olacağı öngörülüyor. Ayrıca Boeing’in gelecek tahminleri, tüm dünyada 20 yıllık süreçte 690.000 teknisyen ihtiyacı olacağını gösteriyor.

Bu durum, hem bakım süreçlerini geciktiriyor hem de operasyonel maliyetleri artırıyor. Ülkemizde ise özellikle Avrupa ve Orta Doğu’daki şirketler, nitelikli teknisyenlerimizi ekiplerine katarak bu açıkları kapatmaya çalışıyor. Bu durum ilerleyen süreçlerde daha büyük eksikliklerin oluşacağını gösteriyor. Nitelikli iş gücümüzü kaybetmemek ve mevcut açığımızı kapatmak amacıyla acil ve ülke menfaatlerimizi gözetecek çözümler geliştirmemiz gerekiyor. 

Sektörde bu açığı kapatmak için teknolojiye yatırım yapılıyor. Otomasyon sistemleri, artırılmış gerçeklik (AR) ve robotik çözümler, teknisyenlerin işlerini daha verimli yapmalarını sağlıyor. Ayrıca kısa sürede nitelikli iş gücünü kazandıracak eğitim faaliyetleri de hız kazanmış durumda. MRO süreçlerinin dijitalleşmesi de teknolojik yatırımlar arasında yer alıyor.

Sürdürülebilir Gelecek ve Yeşil Teknolojiler

Gelecekte MRO sektörünü şekillendirecek bir diğer önemli trend, çevresel sürdürülebilirlik olacak. Havacılık sektörü, karbon emisyonlarını azaltmak için ciddi adımlar atmak zorunda. Bu bağlamda sürdürülebilir havacılık yakıtları (SAF) ön plana çıkıyor. Avrupa Birliği, 2025 itibarıyla havalimanlarında kullanılan yakıtın %2’sinin SAF olmasını zorunlu kıldı ve bu oran 2050’de %70’e çıkarılacak.

Bu gelişme MRO sektörünü de yakından ilgilendiriyor. MRO merkezlerinde daha çevreci bakım süreçlerinin geliştirilmesi gerekiyor. Karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik çözümler yalnızca uçakların operasyonel süreçlerinde değil, bakım aşamalarında da geçerli olmalı. Ayrıca, bu süreçler yeni nesil uçak teknolojileri ile uyumlu hale getirilmelidir. Uçaklar, yeni yakıt türleriyle uyumlu bakım süreçlerine tabi tutulacak.

Yeni Nesil Uçak Motorları ve Zorluklar

Yakıt verimliliği sağlayan yeni nesil uçak motorları, havayolu şirketlerine büyük avantajlar sunuyor. Ancak bu motorların sağladığı avantajların yanı sıra çeşitli operasyonel zorluklar da söz konusu. Özellikle Pratt & Whitney’in motorları, üretim aşamasında yaşanan kalite sorunları nedeniyle beklenenden daha fazla bakım gereksinimi ortaya çıkarmıştır. Bu durum, havayolu şirketleri için beklenmedik motor bakımları ve arızalarla karşı karşıya kalmalarına neden olmuştur. Bu tür problemler, yalnızca bakım maliyetlerini artırmakla kalmayıp, operasyonel aksamalara da yol açmaktadır.

Aynı zamanda Rolls-Royce’un Trent XWB motorları da dayanıklılık sorunları yaşamaktadır. Yeni nesil motorlar, daha verimli olsalar da hala beklenen performansa tam anlamıyla ulaşamamıştır. Özellikle sıcak ve tozlu ortamlarda bu motorların arıza riski daha yüksektir. Bu da motor bakım merkezlerinin üzerinde daha fazla baskı yaratmaktadır. MRO hizmet sağlayıcıları, bu tür motorlar için gerekli bakım kapasitesini artırmak zorunda kalmaktadır.

Bölgesel MRO Büyümesi: Hindistan ve Doğu Avrupa Öne Çıkıyor

MRO sektöründe bölgesel büyüme, her bölgedeki pazar dinamiklerine göre farklılık göstermektedir. Özellikle Hindistan ve Doğu Avrupa gibi bölgeler, önümüzdeki yıllarda önemli MRO merkezleri haline gelecektir. Hindistan, genç ve hızla büyüyen filosuyla %12,1’lik yıllık büyüme oranı ile dikkat çekmektedir. Bununla birlikte Doğu Avrupa’da da %7’lik bir büyüme öngörülmektedir. Bu bölgelerdeki büyüme, yeni uçak siparişlerinin artması ve bu uçakların bakım gereksinimlerinin artmasıyla doğrudan ilişkilidir. 

Öte yandan, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa gibi daha gelişmiş pazarlarda büyüme oranları daha sınırlı kalacaktır. Özellikle eski uçakların emekliye ayrılması ve yeni nesil, daha dayanıklı uçakların hizmete girmesiyle bu bölgelerde bakım talepleri bir miktar azalacaktır. Ancak mevcut filo büyüklüğü açısından hâlâ bu iki bölge en büyük MRO pazarları olmayı sürdürecektir.

MRO Sektöründe Geleceğe Dair Öngörüler

MRO sektörü, teknolojik gelişmeler ve değişen pazar koşullarıyla hızla evriliyor. Kestirimci bakımın yaygınlaşması, yeni nesil uçak motorları ve sürdürülebilir yakıtların entegrasyonu gibi yenilikler, sektörün geleceğinde kilit rol oynayacak. Ancak tüm bu yeniliklerin yanı sıra, nitelikli iş gücü eksikliği ve tedarik zinciri sorunları gibi zorlukların da üstesinden gelinmesi gerekiyor.

Özellikle Hindistan ve Doğu Avrupa gibi bölgeler, önümüzdeki yıllarda MRO sektörünün büyüme merkezleri haline gelecektir. Ancak Kuzey Amerika ve Batı Avrupa gibi gelişmiş pazarlarda büyüme oranları daha sınırlı kalacaktır. Bu nedenle, MRO hizmet sağlayıcılarının teknolojiyi etkin kullanarak daha verimli ve çevreci bakım çözümleri geliştirmeleri büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, MRO sektörü, gelecekteki zorlukları aşarken teknolojiyi ve sürdürülebilirlik hedeflerini benimseyerek kendini yeniden şekillendirmeye devam edecektir.

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği