Thumbnail
  • 15.04.2023

BİR MASAL KENTİ:

 

Colmar, Fransa’nın Almanya sınırı bölgesinde yer alan Rhine Nehri’nin kenarında kurulmuş, Strasbourg ve Mulhouse ile birlikte bölgenin büyük kentlerinden biri. Büyülü bir atmosfere sahip Colmar şehri, baharda çiçeklere bürünürken, yazın üzümler, sonbaharda ise kızıl renkli yapraklar ile şenleniyor. Colmar sokaklarında dolaşırken gördüğünüz, yemek ve tatlı isteğinizi coşturan, şeker hamurundan yapılmış gibi görünen evler, o evlerden toprak saksılardan sarkan pembe ve kırmızı petunyalar, Arnavut kaldırımlı sokaklara açılan meydanlar, dört bir tarafından akan su kanallarıyla yüzünüzü gülümsetirken, size çocukluğunuzda oyun oynarkenki mutluluğunuzu hatırlatacak.

 

Bu ay Fransa’da bir masal kente düştü yolum. Colmar’a…Burası özellikle Noel zamanı oldukça ünlü bir belde. Bende tam Noel zamanı Colmar’da idim. Fransa’nın Alsace bölgesinde kuruluşu 9’uncu yüzyıla uzanan bir yer burası. Şu andaki halini 13 ve 14’üncü yüzyılda almaya başlayan Colmar, 1600’lerdeki savaştan sonra tekrar inşa ediliyor. Bir yandan Almanya, öte yandan İsviçre sınırına yakın bir şehir. Alsace bölgesinin de başkenti Colmar. Şarabı ile ünlü olduğu için ‘Şarabın Başkenti’ deniliyor buraya.

Colmar, öyle bir yer ki, buraya masal kent dememin nedeni de, daha burada yürümeye başladığınız anda; anlıyorsunuz ki, pembeler, sarılar, yeşiller, mavilere boyalı evler, yürüyüş yollarının yanında yer alan kanallar, taş kaplı sokaklar, köprüler…tam bir masal işte.

Colmar, Fransa ve Almanya arasında yıllarca savaş nedeni olmuş bir yer. Tarihini kısaca şu şekilde açıklayabiliriz:
30 yıl savaşları sonunda 1632’de önce İsveç’in, 1673 yılındaki fetih ile Fransa’nın, Fransa-Prusya savaşının sonunda da 1871’de Almanya’nın egemenliği altına girmiştir.

Birinci, Dünya savaşı sonundayapılan Versay Barış Anlaşması ile tekrar Fransa’nın olmuştur. 1940 yılında Naziler tarafından alınarak yine Almanya’nın olmuştur. En son olarak, 1945’teki Colmar savaşı ile yine Fransa’ya bırakılmıştır.

Burası Fransa’nın, ama Alman etkisi de çok yoğun bir şekilde hissediliyor. Almanca ikinci dil olarak kullanılmakta.

ABD’deki New York’ta bulunan Özgürlük Anıtı’nın tasarımcısı Fredik Auguste Bartholdi, Colmar doğumlu olduğu için Karayolu ile Colmar’a geldiğinizde Özgürlük heykelinin aynısı sizi Colmar girişinde (Strasbourg Caddesi’nde) karşılıyor. Ayrıca adına bir müze bir de lise yaptırmışlar.

Colmar’ın nüfusu yaklaşık 70 bin. Oldukça küçük bir şehir burası ama Noel zamanı turistler tarafından dolup taşıyor. Colmar’ın en ünlü yeri ‘Küçük Venedik’ denilen ve şehrin tarihi bölümünde yer alan kanal boyunca uzanan bölge. Özellikle yaz aylarında bu kanalda tekne turları yapılıyor. Küçük Venedik bölgesinin yanında ‘Kapalı Pazar’ denilen tarihi bir binada (1865) yer alan pazar bulunuyor. Burada daha çok yerel yiyecekler ve hediyelik eşyalar satılıyor.

Bir ilginç bina da ‘Kafalar Evi’ denilen 1609 tarihli bir binanın cephesinde yer alan 111 kafa heykelinin bulunduğu bina. Bu binanın eskiden Colmar valisi olan bir tüccara ait bir bina olduğu söyleniyor.

Ayrıca ‘Pfister Binası’ olarak adlandırılan ve Colmar’ın en güzel evi olan bina da 1537 tarihli. Burası adeta Colmar’ın sembolü olan bir ev.

Dominican Kilisesi ve St Martin Kilisesi en ünlü kiliseleridir.

Öte yandan, Unterlinden Müzesi (Tarih ve Sanat Müzesi) Bartholdi Müzesi ve Oyuncak Müzesi de Colmar’ın ünlü müzeleridir.

Colmar’ı yarım günde gezebiliyorsunuz. Colmar’a ya Basel (İsviçre) ya da Strasbourg’dan (Fransa) trenle ulaşabilirsiniz.

Sizlere önerim Colmar’ı mutlaka görün. Bu masalsı tarihi kent sizi sımsıkı sarıp sarmalayacak. Kafelerinde oturun, güzelim evlerini, kanallarını izleyin. O zaman, eminim ki  Colmar’daki o gizemli masalın kahramanı belki  de  siz olacaksınız.

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği