Havacılık, bana göre baş edilmesi en zor tutkulardan biridir. Sadece adrenalin hormonuna kabahat bulmak büyük haksızlık olur. Uçmaya alışmış insanı, karada tutamazsınız. O, artık kendini gökyüzüne ait hisseder. Ne farkeder ki bulutların altında veya üstünde olmak? Ne pilotu olursanız olun, bu tutkunun formülasyonu değişir, ama katkı maddeleri aynıdır. Şu da başka bir gerçek; biz planörcüler, yamaç paraşütçüler, serbest paraşütçüler ya da yelken kanatçılar için bu durum havayolları ya da savaş pilotlarından ayrıdır.
Dergi yazarlarının daha yılbaşı gelmeden, o psikolojiye bürünüp, o heyecan ve umut dolu yazıları nasıl meydana çıkardıklarını hep merak ederdim. Fazla meraktan bu yıl bir baktım ki ben de aynı pozisyondayım! Hayat böyle işte, kimin başına ne zaman ne geleceği hiç belli olmuyor. Özellikle yeni yılın yeni sürprizlerine karşı hazır olmamız lazım.
Nedense hep böyle derler! Biz 2015’i yaşarken, 2016 sürekli bir hazırlık içindeydi ve kim bilir bizlere neler hazırladı neler? Bu da başka bir geleneksel yaklaşım. Hani şöyle bir inanç vardır; yeni yıla girerken nasıl girerseniz bütün yıl öyle geçermiş. Mesela, take off saati denk gelip de, yeni yıla uçarak giren çok fazla insan vardır. Bu zamana dek onlara nasıl bir katkısı oldu acaba? Bütün işleri çok mu hızlı sonuçlandı ya da bol bol seyahat mi ettiler? Ne oldu? Bu insanların uçarak girmelerinin çok avantajı da var aslında, yeryüzündeki tüm parti ve hediye masraflarından nazik bir mazaret eşliğinde kurtulmuş oluyorlar. Bir de mecburi yılbaşı dileklerini dile getirmek için 00:00’da kimseyi arayamazlar. Geniş gövdeli, Wi-fi’li bir uçaktaysa bile, en fazla “Havadan selamlar, sevgiler… Havam batsın ki, şu anda uçaktayım. Sadece mesaj gönderebiliyorum. Yeni yılınızı çok havalı bir şekilde kutlarım .” mesajını gönderebilirler.
Eh artık yetinmesini bilecekler. Özellikle bir de uçak alçalmaya geçtiğinde yeni yıla henüz girildiyse, aşağıdan atılan havai fişeklere hiç bu kadar yakın olunmaz herhalde. Altında patlayan rengarenk ateş topları, tam videoya kaydedilip saklanacak görüntüler çıkarır şüphesiz. Diğerleri gibi çıkan şekillere aşağıdan bakmak yerine, yukarıdan izleyince, bir daha ki yıl, ben bunu tepeden gördüm geçen yıl, aslında bir numarası yok da diyebilirler.
Bu ay, size biraz daha eğlenceli taraflarından bahsetmek istedim. Belki biraz hayal dünyanıza dalın istedim. Mesela sadece uçaklarla süslenmiş kocaman bir çam ağacı olsa, hoşunuza gitmez miydi? Ben hayran kalırdım ve gözümü ayıramazdım tüm gece.. Birileri bunu düşünmüş ve yapmış!
Sonra, çocuklarını yemek yerken kandırmaktan vazgeçmek isteyenlere de uçak şeklinde çatal tavsiye ediyorum. Bebekler için de gerçekten ağzına kadar uçağı getiren mama kaşığı… Bunların hepsi düşünülmüş ve üretilmiş. Siz de bu yıl çocuklarınıza bu hediyelerden alabilirsiniz. Sizin gibi havacı veya adayı bir arkadaşınıza da alternatif çok fazla. Havacılık sektörü, hediyelik eşyalarda, kıyafetlerde ve ev aksesuarlarında çok talep görüyor. Uçak kolyeler, bileklikler, uçak desenli bavullar, anahtarlıklar, kalemler, uçak baskılı havlular, t-shirtler, sweat shirtler, ayakkabılar, çantalar, kemerler, patchler, kol düğmeleri, kahve fincanları, bardaklar, defterler, ajandalar, aynalar, duvar süsleri, perdeler, cep telefonu kılıfları, saklama kutuları, sürahiler, stickerlar, bavul için isimlikler ve aklımı şu anda durduran pek çok çeşit… Eğer hepsinden size bir örnek göstermem gerekirse, bütün dergiyi havacılık aksesuarları ile alışveriş dergisine çevirmekten korkuyorum.
Bu nedenle, bunu yapmayacağım ! Yoksa, tüm sayfaları kaplayacak kadar çeşit var… İşte size yılbaşı hediyeleriniz için havalı aksesuarlardan bir demet…
Rengarenk hediyelerimizi aldıktan sonra, iç dünyamıza dönüp, “bu yıl neler yaşadım?” sorularını sorma vaktidir artık. Yapamadıklarımızı yapmak için bir şans daha veririz çoğu kez, “bu yıl kesin bitiriyorum bu işi” deriz ve hayallere dalarız. Biliyorsunuz ki bir hayali anlatmak için bile önce bir bulut çizilir yerle gök arasında bir yere… Neden? Bunu hiç düşünmüş müydünüz? Her hayaliniz başka bir bulut gökyüzünde, hayalinizin gerçekleşmesi demek, bulutun kendini taşıyamayıp, yağış olarak kendini aşağıya bırakması demek bana göre…
2015 yılı bana çok uğurlu geldi. Havacılık tutkumu paylaşabilme imkanım oldu. Yazdıklarımı, en azından birilerinin okuyup, üzerine düşündüğünü ve bazı şeyleri sorguladığını bilmek enfes bir duygu.
Bugüne dek, havacılık hakkında hiçbir bilgi sahibi olmayanlara seslenmek istiyorum. Her insanın okulu veya işi dışında ilgilendiği bir hobisi mutlaka olmalıdır. Şimdi hobi sahibi olmanın faydalarını alt alta sıralayarak, kimseyi sıkmak istemiyorum. Bu sebeple, diyorum ki, henüz hobinizin ne olabileceğine karar vermemiş olabilirsiniz. Belki de neye ilgi duyduğunuzu bile keşfedememiş olabilirsiniz. Çok normal ancak çözümü inanın çok basit. Kendinizi havaya teslim ederseniz, rüzgar öyle bir aklınızı başınızdan alır ki, hangi noktaya geldiğinizi daha önceden kestirememiş olmanıza dahi şaşırmadan kapılıp gidersiniz.
• Planörcü olursanız, rüzgarla uçar, yukarıdaki kuşların son çıkan şarkılarını dinlersiniz, motorsuz uçakla uçtuğunuz için cesaretinizden dolayı tebrikleri kabul etmekle sayısız günler geçirirsiniz,
• Yamaç paraşütçü olursanız, rüzgarın içinde kanat çırpar, enfes manzaraların üstünde kimselerin olamayacağı yerlerde uçarsınız ve birileri kanatlarınızı sizden alıncaya kadar, hava sahamızı milim milim içinize çekersiniz,
• Serbest paraşütçü olursanız, bulutların içinden geçip, aklınızı bir anlığına kaybettiğinizi sanıp, yere indikten sonra da yine yukarıya çıkıp atlamak için can atıyor olacağınızdan, yükseklik korkusu olanların hem idolü hem de kabusu olursunuz,
• Yelken kanat olursanız, çok güzel kol ve sırt kaslarınız olur, süpermenin yeryüzü şubesi olursunuz, o kanadın altında sizi hep Hezarfen Çelebi’ye benzetirler, şanınız sadece yürümez, kanatlanıp uçar!
• Model uçakçı olursanız, hep çocuk kalırsınız ve içinizdeki tek hırs yarışmalarda derece yapmak olur, günleriniz rengarenk ve çocukluğunuzdaki resim derslerindeki gibi yapıştırıcı kokularıyla geçer, sürekli yeni bir oyuncak daha kazandırırsınız koleksiyonunuza,
• Havayolu pilotu olursanız, dünyanın altıyla üstünün yerlerini birbirine karıştırır, 1000 tip insan tanır, karizmanızla yürüdüğünüz yerleri sallarsınız,
• Savaş pilotu olursanız diye cümleye başlayacağım ama, o hız nasıl anlatılır ki? F-5, F-16, F-35’ le doğudaki hava sahamızdan yalnızca dakikalar içinde batıdaki hava sahamıza geçip, yukarıda diğer havacılara parmaklarınızla kalp yapıp gönderme yeteneğine ve yetkisine sahip olursunuz.
Özetle, yeni yılda parmakla gösterilen, ayakta alkışlanan, ailelerinizin gurur timsali olmak isterseniz, bir şekilde havacı olun ve getirilerini görün derim!
Sizler için yeni yıl dileğim; Gökyüzünde sizin için gezinen tüm bulutlarınız yağmur damlası olup, yine sizin üzerinize yağsın..
Yeni yılda havanızdan geçilmesin..
Tüm havacılara ve havacılık gönüllülerine mutlu ve başarılı bir yıl olsun!