1926 yılında düzenlenmeye başlayan Tayyare Piyangosu’nun üçüncü yılı münasebetiyle özel bir sayı hazırlayan Serveti Fünun yerine çıkan Resimli Uyanış dergisinin “Tayyare Piyangosu Özel Sayısı”ndan yansıyanları aktarmaya devam ediyoruz. Bu sayıdaki başlığımızı da geçen sayı olduğu gibi derginin sayfalarına serpiştirilmiş sözlerden seçtik…

 

Geçen sayımızda Serveti Fünun yerine çıkan Resimli Uyanış dergisinin 16 Mayıs 1929 tarihi özel sayısından kurucusu Ahmet İhsan’ın “İktisadi bir düşünüş” başlıklı başyazısından görüşler aktarmıştık. İhsan, yazısında hem tayyare ve tayyareciliğin Türkiye için önemine değiniyor, hem de Tayyare Cemiyeti’nin başarılı piyango organizasyonunun diğer Türk şirketlerine örnek olması gerektiğine değiniyordu.

 

Bu sayıda da Ahmet İhsan’ın övgüsüne mazhar olan Tayyare Cemiyeti’nin ilk dönem çalışmalarının bir özetini yansıtan yazılardan alıntılar yapacağız. Böylece Cumhuriyetin ilk yıllarında, hem devletin hem de milletin havacılığa verdiği öneme tanıklık ederken, havacılık için kaynak bulmak amacıyla yapılanları görmüş olacağız.

 

“Göklerine sahip olmayanların sonu felakettir”

Türkiye Cumhuriyetinin kurucuları, özellikle de Mustafa Kemal Atatürk, bizzat katıldığı Trablusgarp Savaşından itibaren savaşlarda uçakların ne kadar önemli bir rol oynayabileceğini görmüştü. Uçağın kullanıldığı ilk savaş olarak kabul edilen Trablusgarp, ardından Balkan savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve nihayet Milli Mücadele boyunca tayyarelerin önemi giderek artmıştı. Tüm bu savaşlardan çıkıldıktan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyetinin korunması için de havacılığın önemini hiç akıllarından çıkarmayan bu kadro, hızla bir hava savunması oluşturmak için çalışmalara başlar. 1920’lerin ortasında kurulan Tayyare Cemiyeti Türkiye’de havacılığın sağlam temeller üzerine kurulması için çalışmalar yapmaya başlar.

 

Ancak o yılların en temel sorunlarından biri olan “kaynak” için yaratıcı fikirler geliştirmeleri gerekecektir. Piyango bu kaynaklardan sadece biridir. Nüfus kağıtları başta olmak üzere birçok resmi evrak Tayyare Cemiyeti’nin gelir kaynaklarından biri olacak, günümüzde de devam eden kurban derisi gibi kaynaklar da bunlara eklenecektir.

 

Resimli Uyanış dergisinin bu özel sayısında “Piyango üç senede neler yaptı?” başlıklı yazı, tayyareciliğin öneminin hatırlatılması ve gelişmesi için yapılan kaynak arayışlarıyla başlıyor:


16 Mayıs 1929 tarihli Resimli Uyanış’ta bir reklam: “Tayyare Piyanko biletlerinden bir danesi - Talii (talihi) olanlar bununla zengin oluyor.”

“Türk Tayyare Cemiyeti teşekkül ettiği zaman güzel memleketlerimizin en mühim müdafaa vasıtalarını temin etmeye matuf olan vatani gayesinde muvaffak olmak için esaslı varidat menbaları bulmak zarureti ile karşılaştı. Vatan müdafaası için teşekkül eden cemiyetlerin varidat menbalarından en mühimini iane derci teşkil ediyordu. Vatan müdafaası için halkın canını bile esirgemediği biliniyordu. Bu emniyet ve itimat bugün halkımızın Türk Tayyare Cemiyetine aza olmak, muayyen taahhütlerde bulunmak suretiyle gösterdiği tehalükle de kuvvetlenmiş bulunmaktadır. ”

 

 

“Türk Tayyare Piyangosu yüksek bir endişeden doğmuştur”

Kısaca Türk Tayyare Cemiyetinin sadece yapılan yardımlar ve üyelik gelirleriyle yola çıktığı belirtilen yazının sonrasında, bu gelir kalemleriyle yetinilmediği yeni kaynaklar bulunduğu belirtiliyor:

 

“Fakat Cemiyet bununla da iktifa etmedi. Öyle bir varidat menbaı bulunsun ki hem vatan müdafaası için icap eden vesaiti temine yarasın, hem de yardım hususunda Cemiyeti bu kadar tehalük ve itimat gösteren halka ayrıca refah ve servet de versin.

 

Halk vereceği ianeyi hem vatani bir şevk ve heyecan sevkiyle versin ve hem de bunun mukabilinde kendisine servet temin etsin, bu servete de derhal kavuşsun.

İşte Türk Tayyare Piyangosu böyle vatani, insani ve yüksek bir endişeden doğmuş bir müessesedir. Türk Tayyare Piyangosunun tesisi bu kadar kolay olmuştur.”

 


İkramiye kazanan talihliler

 

Yani toplanan yardımları, piyango biletleri vasıtasıyla toplamanın hem miktar olarak artmasına yardımcı olacağı, hem de bunun bir kısmının yar dım sahiplerine dağıtılmasıyla refah sağlanacağı belirtiliyor. Tabii piyangonun ve dolayısıyla Türk Tayyare Cemiyeti’nin bir “endişe” eseri olduğunun vurgulanması da ayrıca önemlidir. Yazının devamında piyangonun ülkemizdeki geçmişiyle ilgili de kısa bilgiler verildikten sonra da atılan ilk adımlar ve kanuni düzenlemeler özetlenerek piyangonun çok kısa bir sürede yaygınlaştığı hatırlatılıyor:

“Türk Tayyare Piyangosu kudret ve kabiliyeti sayesinde bugün dörtyüz küsur şube ile vatanın her köşesinde çalışmaya muvaffak olan mali ve vatani bir müessese vücuda getirmeye muvaffak olmuştur.”

 

Yazının sonlarında Türk Tayyare Piyangosunun dünyanın en zengin piyangosu olduğu vurgulanıyor ve ilginç istatistiki veriler aktarılıyor:

 

“Türk Tayyare Piyangosu dünyanın en zengin piyangosudur ve üç sene zarfından halka 10 milyon lira ikramiye tevzi etmiştir.

Yalnız bu meyanda 1189 kişiye en az bin liradan 30.000 liraya kadar para vererek zengin etmiştir. (Bu 1189 kişi onda bir bilete hesabıyla 30.000’den 1000 liraya kadar ikramiye isabet edenlerdir). Bu talihliler meyanında Kütahya’nın 60 evli Ağaç köyü halkı gibi 1/5 bilet alıp da 60 bin lira alan talihliler de vardır.”

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği