Geçen sayımızda başladığımız, uçak yakıt tanklarındaki Mikrobiyolojik Kirlilik (Micro-Biological Contamination MBC) konusuna devam ediyoruz. Yakıt tanklarının en alt kısımları, su burada biriktiği için mikrobiyolojik kirliliğe en çok maruz kalan yerlerdir. Kanat içyapısında koyu lekeler, korozyon izleri, pürüzsüz yağlı yarı saydam jel malzeme, kahverengi tortusu olan lekeler gözleniyorsa bunlar kirliliğin göstergesidir. Her ne kadar kahverengi desek de aslında çok çeşitli renklerde, koyu renkli katı bir malzeme olarak da görülebilir.
Kompansatör/densitometreye ve yakıt problarının alt bölümlerine özellikle dikkat edilmeli, herhangi bir yakıt sistemi ekipmanında herhangi bir tortu olup olmadığına bakılmalıdır.
Motor yakıt filtresi tıkandı ikazı (engine fuel filter clog ) alındığında eğer bu ikaz yalancı ise (false alert) yani filtre söküldüğünde herhangi bir şey bulunamadı ise yakıttan numune alınıp tahlile gönderilmesi pek çok imalatçı tarafından tavsiye edilmektedir.
Mikrobiyolojik kirlilik ile ilgili olarak iyi bir bakım stratejisinin üç temel unsuru vardır. Bunlar;
• İyi bir su tahliye (water drain) programı
• Mikrobiyolojik kirlilik için yakıt numunelerinin düzenli olarak izlenmesi.
• Biyolojik kirliliğe karşı zamanında müdahale.
Pek tabidir ki uçağa ikmal edilen uygun nitelikte olmayan yakıt da kontaminasyona sebep olabilir.
Mikroorganizmalar yakıt suyu ara yüzeyinde büyür ve yakıttaki hidrokarbonlar ile beslenirler. Bilindiği üzere su yoğunluk farkı sebebiyle yakıt tankının alt yüzeyinde birikir. Yakıt tankındaki türbülans, mikroorganizmaların yakıtın içinde askıda kalmasına ve yakıtın kirlenmesine neden olur.
Yakıt sistemleri mikroorganizmalar için ideal bir ortamdır. Bakteri, maya ve mantarların yaşamak için üç şeye ihtiyacı vardır; gıda (yakıtların hidrokarbonları tarafından sağlanır), su (bakteriler suda yaşar) ve sıcak bir ortam. Bunların hepsi havacılıkta kullanılan yakıt sistemlerinde mevcuttur.
Yakıt tanklarında mikrobiyolojik üreme için uygun sıcaklık değeri 25°C ila 35 °C’dir. Bununla birlikte, aşırı soğuk onları öldürmez, bunun yerine soğuk bir uyku durumuna neden olur. Sıcaklık tekrar yükseldiğinde ve büyümeye elverişli koşullar mevcut olduğunda, bakteriler tekrar aktif hale gelir.
DİKKAT! Yakıt deposunun içinde su biriktikçe, olası mikrobiyolojik kirlilik riski önemli ölçüde artar. Günümüz uçaklarının çoğunda, jet pump prensibi ile çalışan water scavenge sistemleri mevcuttur. Bunlar yakıt tankının dibindeki suyu çekip motor yakıt hattına (engine feed line) gönderir. Böylece tank dibinde büyük miktarlarda su birikmemiş olur. Ayrıca tank dibindeki su periyodik olarak teknisyenlerce, kanat altında bulunan valflerden drain edilir. Günümüzde pek çok uçakta tank dibindeki suyu gösteren detektörler de vardır.
Nemli ve sıcak yerlerde operasyon yapan uçaklarda mikrobiyolojik kirlilik oluşma ihtimali daha fazladır. Ekvator a yakın bölgeler mikrobiyolojik kirlilik bakımından riskli bölgelerdir. Bu konuda yapılmış riskli bölgeleri gösteren atlaslar vardır.
Özetlemek gerekirse; sıcaklık, yakıt tankı içindeki su miktarı, yakıt miktarı, yakıtın içindeki suyun dağılımı ve nem mikrobiyolojik kirlilik oranını etkilemektedir.
Önümüzdeki sayıda Biyosit uygulamalarından bahsedeceğiz.