Thumbnail
  • 06.09.2022

MH17 SEFER SAYILI B777 UÇAĞINI KİM VURDU?

 

MH17 sefer sayılı uçak, 17 Temmuz 2014 günü, saat 13:31

(Ukrayna saati)’de, Amsterdam’daki Schiphol havaalanının 36C pistinden, Kuala Lumpur’a gitmek üzere kalkış yaptı.

 

Boeing firmasının ürettiği B777 (Triple Seven) uçakları, geniş gövdeli, hızlı, uzun menzilli ve çok emniyetli uçaklardır. B777 uçağının, B747 uçağının aksine sadece iki motora sahip olması, bu uçağın operasyonunu, düşük yakıt sarfiyatı ve düşük bakım maliyeti ile, ekonomik yapmaktadır. Boeing 777 uçağının en büyük müşterisi olan Emirates havayolu firmasının filosunda, 153 adet B777 uçağı bulunmaktadır. Türk Hava Yolları da 51 uçaklık B777-300 ER filosu ile, İstanbul’dan dünyanın farklı kıtalarındaki şehirlere çok sayıda sefer düzenlemektedir.

B777 uçağı, üretimine başlandığı 1993 yılından, günümüze kadar geçen 30 yıl içinde, 1689 adet üretilmiş ve müşterilerine teslim edilmiştir. Bir adet B777 uçağının fiyatını 400 milyon dolar (2021 fiyatı) olarak kabul edersek, Boeing firmasının B777 uçağının üretiminden 650 milyar dolar ciro sağladığını söyleyebiliriz.

B777 uçağı çok emniyetli bir uçaktır. Uçağın üretiminden bu yana geçen 30 yıl içinde, B777 uçaklarında, 541 kişi yaşamını kaybetmiştir. Teknik olarak kaza sayılamayacak iki olayda, yaşamını kaybeden kişi sayısı 537 dir. Başka bir deyişle, bu iki olayın haricinde, 30 yılda 1689 adet üretilen Boeing 777 uçağının kazalarında, sadece 4 kişi yaşamını kaybetmiştir.

Kötü bir tesadüf olarak, toplam 537 kişinin yaşamını kaybettiği her iki olay da Malezya Havayolları’nın başına gelmiştir. Malezya Havayolları’nın MH370 sayılı seferini yapan B777 uçağının 8 Mart 2014 günü kaybolması ile, uçaktaki 239 kişiden haber alınamamıştır. Bu olaydan sadece dört ay sonra, Malezya Havayolları’nın Amsterdam ile Kuala Lumpur arasında, MH17 sayılı seferini yapan B777 uçağı, 17 Temmuz 2014 günü, yerden atılan bir füze ile vurularak düşürülmüş ve uçakta bulunan 298 kişi yaşamlarını kaybetmiştir.

Bu yazımın konusu, Malezya Havayolları’nın B777 uçağının, 17 Temmuz 2014 günü Ukrayna üzerinde sonlanan, MH17 sefer sayılı uçuşudur. Aşağıdaki resimde, kapak sayfası gözüken kaza araştırma raporu, Hollanda’nın Kaza Araştırma Kurumu olan Onderzoeksraad’ın, MH17 sefer sayılı uçağın düşürülmesi hakkında yayınladığı nihai rapordur. Kaza raporunun kapağında, B777-200 uçağının araziye dağılmış parçalarından birinin resmi yer almaktadır. Uçağın parçaları, 50 kilometrekarelik bir alan içerisinde, üç ana bölgeye dağılmıştır. Kaza raporu kapağının yanındaki fotoğraf, kokpit ön camının sağdaki iki parçasını, çerçeveleriyle birlikte göstermektedir. Kokpit Ön Camlarının çatlamış olsalar dahi, dağılmamış olması ilginçtir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu fotoğraf, uçağın soldan görünüşünü ve sağdan görünüşünü göstermektedir. Uçağın, kaza sonrasında arazide bulunan parçaları, Hollanda’da bulunan bir hava üssüne taşınmış ve uçak gövdesi bir Lego oyunu gibi parçalarından tamamlanmaya çalışılmıştır. İki uçak resminin üst üste olduğu fotoğrafta, renkli parçalar, uçağın kaza sonrasında bulunan parçalarını, renkler ise, bu parçaların bulunduğu bölgeleri göstermektedir.

Fotoğrafta görülen füze sistemi, Rus yapımı, Buk TELAR modeli, yerden havaya birden fazla sayıda füze atma kabiliyeti olan seyyar bir sistemdir. Kaza sonrası kurulan araştırma komisyonları, uçağın bu sistemden atılan, yerden havaya bir füze ile vurulduğunu ortaya çıkarmıştır.

Bugün Ukrayna’nın Rusya tarafından işgal edilmesi ile sonuçlanan Donetsk bölgesi ihtilafının, dünya barışını tehlikeye düşüreceğinin ilk sinyalleri, 2014 yılında, Donetsk bölgesinin üzerinden yüksek irtifada geçiş yapan Malezya Havayolları’nın B777-200 uçağının, Rusya tarafından desteklenen ve Ukrayna’ya karşı savaşan Rus asıllı ayrılıkçı milisler tarafından vurulması ile, verilmişti.

Burada, Ukrayna üzerinde düşürülen Malezya Havayolları’na ait bir yolcu uçağının kaza araştırma raporunu, neden Hollanda Kaza Araştırma Kurumu olan Onderzoeksraad’ın hazırladığı sorusu sorulabilir. Bu sorunun cevabı çok basittir. Düşürülen uçakta bulunan 283 yolcu, 15 mürettebat toplam 298 kişiden, 193’ü Hollanda vatandaşı idi. Uçakta ayrıca, 43 Malezya vatandaşı, 27 Avustralya vatandaşı,12 Endonezya vatandaşı, 10 Birleşik Krallık vatandaşı, 4 Alman vatandaşı, 4 Belçika Vatandaşı, 3 Filipinler vatandaşı, 1 Kanada ve 1 Yeni Zelanda vatandaşı bulunuyordu.  

ICAO kurallarına göre, uçak kazasının sonrasında, soruşturmayı yapma ve uçak kazası raporunu düzenleme hakkı ve görevi uçağın topraklarına düştüğü ülkededir. Buna karşılık, bu ülke kaza raporunu düzenleme görevini, başka bir ülkeye delege edebilir. Bu olayın kriminal niteliği, Ukrayna’nın kaza raporunu düzenleme görevini, olayda 193 vatandaşını kaybeden Hollanda’ya delege etmesine yol açmıştır. Ukrayna, bu yöntemle olayın Batı kamuoyu tarafından yargılanmasını da amaçlamıştır.

MH17 kazasının soruşturulmasında, Kaza Araştırma Ekibinde, Malezya, Ukrayna, Rusya, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya’dan da temsilciler yer alıyordu. Hollanda Kaza Araştırma Kurulunun soruşturmasının, ICAO Annex 13 gereği yapılan teknik bir çalışma olduğunu belirtmek istiyorum. Bu soruşturmada ve soruşturma sonrasında düzenlenen Kaza Araştırma Kurulu Raporunda, amaç suçluyu bulmak değil, olayın nasıl olduğunu anlamak ve benzer olayın tekrar meydana gelmesini önleyici emniyet tavsiyelerinde bulunmaktır.

Uçağı kimin düşürdüğünü tespit etmek, yani suçluyu bulmak amacı ile, ayrı bir uluslararası komisyon kurulmuştur. Bu komisyona, Kaza Araştırma Kurulu komisyonunun aksine, Rusya’dan temsilci davet edilmemiştir. Birleşik Soruşturma Takımı (JIT) adı verilen kriminal komisyonda, Hollanda, Avustralya, Malezya, Belçika ve Ukrayna’dan üyeler yer almıştır. Komisyon, Rusya’nın komisyonda yer almaya davet edilmeme gerekçesini, “Komisyondaki diğer üyelerin vatandaşları kazada mağdur oldular, oysa Rusya’nın böyle bir mağduriyeti yok, Ayrıca, üyeler komisyonun etkili çalışmasını istedikleri için, komisyonun çok kalabalık olmasını istemediler.” şeklinde açıklamıştır. Komisyonun Rusya’dan temsilci almama sebebi, olayın suçlusunun Rusya olabileceği şüphesi de olabilir.

Kriminal Araştırma Komisyonu JIT, 19 Haziran 2019 günü, 4 kişi hakkında, Malezya havayollarına ait B777 yolcu uçağını düşürmek ve uçakta bulunan 298 kişiyi öldürmek suçlaması ile, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Uçağın düşürülmesi olayının suçluları olarak açıklanan 4 kişiden, üçü Rusya vatandaşı ve biri Ukrayna vatandaşıydı. MH17 sefer sayılı uçak, 17 Temmuz 2014 günü, saat 13:31 (Ukrayna saati)’de, Amsterdam’daki Schiphol havaalanının 36C pistinden, Kuala Lumpur’a gitmek üzere kalkış yaptı. Uçak, herhangi bir sorun yaşamadan, Almanya, Polonya ve Ukrayna hava sahalarına girdi. Kalkışından üç saat sonra, uçak Ukrayna’nın doğusunda, Rusya sınırına yakın bir bölgede vurularak düştü. B777-200 uçağı vurulduğu sırada, 33000 ft irtifada, başka bir deyişle deniz seviyesinden yaklaşık 10 kilometre yukarıda seyrediyordu.

Uçak vurulmamış olsaydı, Ukrayna hava sahasından Rusya hava sahasına geçecek, Hazar denizinin üzerinden uçacak, Kuzeydoğu İran’ın, Afganistan’ın, Pakistan’ın üzerinden uçacak, Hindistan’da Delhi şehrinin üzerinden geçecek, Bengal körfezinin üzerinden uçup, Tayland’a gelecek ve Malezya hava sahasına girip, Kuala Lumpur havaalanına, kalkışından 11 saat 30 dakika sonra inecekti. Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk bölgesinde, Rusya destekli ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasında, uzun süredir çatışmalar yaşanıyordu. 2014 yılının Nisan ayının sonundan itibaren, çatışmalar hava sahasına da yayılmıştı. Ukrayna ordusu, Rusya destekli ayrılıkçılara karşı, saldırı amaçlı ve silah ile asker taşıma amaçlı olarak, helikopter ve uçakları kullanmaya başlamıştı. Önce, alçaktan uçan helikopterler ile iniş ya da kalkış yapan uçaklar, uygun silah temin eden ayrılıkçılar tarafından vurulmaya başlandı. Ukraynalı yetkililer, Nisan ayının sonu ile 17 Temmuz 2014 tarihi arasında, Ukrayna ordusuna ait arasında savaş uçaklarının da bulunduğu 16 helikopter ve uçağın ayrılıkçılar tarafından düşürüldüğünü açıkladı. 14 Temmuz günü, Ukrayna ordusuna ait bir Antonov An-26 askeri nakliye uçağı, ayrılıkçılar tarafından 6750 metre yükseklikte vuruldu. 16 Temmuz günü, Ukrayna ordusuna ait bir Sukhoi Su-25 savaş uçağı, ayrılıkçılar tarafından 8250 metre yükseklikte vuruldu. Tüm bu gelişmeler sırasında, hiç kimsenin aklına bu çatışmaların sivil havacılık için tehlike yaratacağı aklına gelmedi. Ukrayna, bölgede seyreden askeri uçaklar için, 23000 feet üzerindeki seyir irtifasını, emniyetli irtifa olarak belirlemişti. Bu nedenle, bölgeden transit geçiş yapan, farklı ülkelerin havayolu firmalarına ait uçaklar için tahsis edilmiş olan 32000 feet ve üstündeki irtifanın, çatışmalardan etkilenmeyecek kadar emniyetli olduğu düşünülüyordu. Oysa, evdeki hesabın çarşıya uymadığı, 17 Temmuz günü, B777 uçağının 33000 feet irtifada seyrederken vurulması ile anlaşılacaktı.

Elbette, bu üzücü olayın ayak sesleri, son bir haftada, yüksek irtifada seyreden An-26 ve Su-25 uçaklarının vurulması ile duyulmuştu. Hollanda Kaza Araştırma Kurumunun kaza raporunun sonunda yaptığı emniyet tavsiyeleri, hava sahası yönetimi ile ilgilidir. Kurallara göre, Ukrayna üzerindeki hava sahasının güvenli olmasından Ukrayna devleti sorumludur. Buna karşılık, raporda, çatışma bölgeleri üzerindeki hava sahaları üzerinde, operasyon yapılıp yapılmayacağının sorumluluğunun, sadece hava sahasının sahibi olan ülkeye bırakmanın, yanlış olduğu vurgulanmıştır. Bir hava sahasından geçişin, hava sahasının sahibi olan ülke tarafından yasaklanmamış olması, o hava sahasının güvenli olduğu anlamına gelmez.   

Hava sahasını kullanan havayolu firmalarının, diğer devletlerin ve ICAO ile IATA gibi uluslararası kuruluşların da bu konuda büyük sorumlulukları vardır. Tüm bu kurum ve kuruluşlar çatışma bölgelerindeki riskleri değerlendirmeli ve riskin büyük olduğu sonucuna varırlarsa, sivil havayolu uçaklarının bu bölgelerden geçmesini engellemelidir. Bu olaydan sonra, çatışma yaşanan bölgelerden sivil yolcu uçaklarının geçişi konusunda farkındalık oluşmuştur. EASA ve FAA’nın söz konusu bölgeler için, hava sahası kapanmamış olsa dahi yayınladıkları uçuş yasağı tavsiyeleri, buna işaret etmektedir.

B777 ve Malezya kelimeleri bir araya geldiğinde, aklımıza gelen şanssız iki olaydan ikincisi, hava sahası kullanımında farklılık yaratmış, birinci olay ise, uçakların radar olmayan bölgelerde, devreden çıkartılamayacak şekilde takibi, konusunda, yeni yöntemler bulunması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği