Thumbnail
  • 20.06.2023

GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRMEK: B-21

 

Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri, nükleer ve konvansiyonel silahlar taşıyabilen ve mürettebat olmadan uçabilecek şekilde tasarlanmış, yüksek teknoloji ye sahip hayalet bombardıman uçağı B-21 Raider’ı tanıttı. B-21 ile ilk uçuşun gelecek yıl gerçekleşmesi bekleniyor.

 

Yedi yıllık geliştirme sürecinde olan B-21, ilk uçuşunu 2023’te yapacaktır. Northrop, yeni gizli jeti “ilk altıncı nesil savaş uçağı” olarak tanımlamaktadır ve ABD Hava Kuvvetleri’nin büyük bir kısmı için başlıca stratejik saldırı varlığı olacaktır. B-21‘in motor çalıştırmalarına, taksi testlerine başlarken beklenen performansı, menzili, silah kapasitesi ve diğer yetenekleri, hatta gizli görünümünün altındaki motorların sayısı gibi diğer ayrıntılar, rakiplerin tahmin yürütmesini sağlamak için hala saklı tutulmaktadır.

Amerikan Hava Kuvvetleri, önümüzdeki on yıl içinde 45 B-1 ve 20 B-2’nin yerini alacak en az 100 B-21 almayı planlıyor. Hava Kuvvetleri Küresel Saldırı Komutanlığı liderlerinin toplamda 250 kadar bombardıman uçağı gereksinimini dile getirmesine rağmen, 75 yeniden motorlu ve B-52’ler dahil olmak üzere, bombardıman filosu en az 175 uçağa sahip olmayı hedeflemektedir. B-21’in menzilinin diğer tüm bombardıman uçaklarının menzillerini  aşacağı bildirilmektedir.

B-2’in gizliliği, “düşük gözlemlenebilir teknolojideki 50 yıllık ilerlemelere” dayanmakta olup, en gelişmiş hava savunma sistemleri bile B-21’i tespit etmekte zorlanmaktadır.

USAF satın alma yöneticisi Andrew Hunter, B-21 sözleşmesinin “isteğe bağlı olarak insanlı” -yani mürettebatla veya mürettebatsız uçabileceği anlamına gelir- “açıkça odak noktasının” mürettebatlı operasyonlar olduğunu belirtmektedir. B-21’in rakiplerine göre görünmezlik avantajının, seçilmesindeki en önemli faktör olduğu belirtilmektedir.

Kanat açıklığı, daha önce önerildiği kadar olmasa da, B-2’ninkinden daha küçüktür. Bununla birlikte, kanadın süpürme açısı belirlenememiştir. Omurgası, B-2’ninkinden önemli ölçüde daha derin ve daha geniştir, muhtemelen ek silahlar ve yakıt için çok yer bırakılmıştır. B-2’deki belirgin “gaga”, B-21’de daha uzun ve daha düzdür.

Hava girişleri, B-2’deki taraklı kapaklı girişlerden çok daha küçüktür ve B-21’in üst yüzeylerine neredeyse organik olarak tasarlanmıştır. Bu durum bombardıman uçağının radar kesitini azaltmakta ve motor fan kanatlarını gizlemektedir.  B-2’nin hava akışının büyük olasılıkla uçağın ön kenarı boyunca yüzeye tutunduğu ve üzerinden akmak yerine hava girişine girdiği “Kutta Etkisi”ni” kullandığı belirtilmiştir.

B-2 son derece pürüzsüz olmasına rağmen, B-21 yüzeyi daha da pürüzsüzdür; görünümü, camlarının çevresinde bile yükseltilmiş ek yerleri olmayan ince zımparalanmış bir yüzeyi bulunmaktadır.

B-21’in yamuk ön camları ve sıra dışı yan camları, azaltılmış radar izi için gerekli olan titiz hesaplamalara göre şekillendirildiklerini gösteriyor. Hava Kuvvetleri, yan camların havada yakıt ikmali operasyonlarına yardımcı olabileceğini, ancak pilotların kalkış ve iniş sırasında yerden mesafeyi ölçmelerine yardımcı olmayı da amaçlıyor olabileceğini belirtmektedir. Bombardıman uçağı, iniş takımlarında B-2’den daha yükseğe oturmaktadır, bu da muhtemelen silah yüklemeyi ve motorların bakımını kolaylaştırmaktadır.  B-2 genel olarak koyu griye boyanmışken -özellikle gece operasyonları için iyi bir kamuflaj olan AMS36118 “Gunship Grey” kullanılır- B-21 açık griye boyanmıştır. Muhtemelen AMS36375 “Açık Pusula Hayalet Gri”, Hava Kuvvetlerini belirmektedir.

B-21’de en az iki silah bulunuyor. Biri  B61-12 nükleer yerçekimi bombası, diğeri ise AGM-181 Long-Range Standoff (LRSO) füzesi takılacaktır.  Raytheon Technologies tarafından geliştirilen bu sistem, başlangıçta B-52’ye takılacak, ancak daha sonra B-21’i donatarak ona rakip teknolojiler geliştikçe gizli bir yetenek sağlayacaktır. Northrop’un B-21’i “altıncı nesil” savaş uçağı olarak tanımlamasının resmi bir tanımı yoktur. Beşinci nesil uçakların görünmez olduğu ve benzeri görülmemiş durumsal farkındalık üretmek için gelen verileri birleştirebilen gelişmiş sensörler ve işlemcilerle donatıldığı kabul edilmektedir.

“Altıncı nesil”, muhtemelen gizlilik derecesinin yanı sıra sensörlerin, dijital işlemenin ve entegrasyonun kapasitesini artırmaktadır. Altıncı nesilin, bir hava mürettebatı olmadan çalışabilme ve muhtemelen lazerler veya yüksek güçlü mikrodalgalar gibi yönlendirilmiş enerji silahlarını kullanabilme gibi başka yetenekler de içerdiği düşünülmektedir.

Programın başlangıcından bu yana ABD Hava Kuvvetleri, B-21’in, savaş alanı bilgilerini toplayan bir dizi araç dışı platform veya ağ olarak kabul edilen uzun menzilli bir saldırı “sistem ailesi”nin en önemli parçası olacağını belirtmiştir. Bunların ne olduğu net değildir; uydu yeteneklerinden, düşman savunmasını kandırmak veya bastırmak için uçağın önünden uçabilen bombardıman uçağı tarafından fırlatılan tuzaklara, bozuculara ve istihbarat toplayan dronlara kadar farklı yapılarda parçalar olabilir.

2016’da dönemin Hava Kuvvetleri Sekreteri Deborah Lee James, Amerika’nın ilk 21. yüzyıl bombacısı olma özelliğini vurgulamak için ona “B-21” ve onurlandırmak için “Raider” adını vermiştir. Northrop Grumman CEO’su Kathy Warden, B-21 tasarımının, yeni yetenekler ortaya çıktıkça “hızlı teknoloji eklemelerine” izin verecek şekilde, sıkıştırılmış bir süre içinde geliştirilen binlerce dijital tasarım arasından optimize edildiğini belirtmiştir. Ancak Northrop, B-2 için gizli teknolojiler geliştirmeye devam etmektedir. Hava Kuvvetleri, Yeni Nesil Bombardıman Uçağı (NGB) adlı yeni bir program üzerinde çalışmaya başlamıştır. Bu yeni uçak aynı zamanda “2018 bombardıman uçağı” olarak da bilinmektedir. Savunma Bakanı Robert Gates, NGB’yi 2008’de iptal etmiş; yetenekleri açısından fazla ‘‘mükemmel’’ hale geldiğini ve gereken sayıda satın alınamayacağını bildirmiştir.

Northrop’un ayrıca, B-21’e benzediği söylenen RQ-180 adlı Global Hawk’ın yerini almak için gizli, yüksek irtifa bir ISR uçağı inşa ettiği bildirilmiştir.

B-21’in gelişi, B-2’nin çıkış yolunda olduğunu gösterse de, Northrop yetkilileri, B-2’nin 2050’lere uçmak için yeterli yapısal ömre sahip olduğunu ve birçok teknolojiyle güçlendirilebileceğini vurgulamaktadır.

Emniyetli günler dileğiyle…

Referanslar: 1-Air and SpaceForces Magazine

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği