Son üç sayımızda 1909 ile 1911 yılları arasında 130 sayı yayınlanan Kalem dergisindeki havacılık karikatürlerini incelemiştik. Bu sayımızda Türk tarihinin en uzun soluklu mizah dergilerinden biri olan Karagöz dergisinde yayınlanan havacılık karikatürlerini incelemeye başlıyoruz.

 

Karagöz Dergisi

 

Bu sayımızda havacılık karikatürlerini incelemeye başladığımız Karagöz dergisi mizah tarihimizin en önemli dergilerinden biri. İlk dönemlerinde logosunun altında şu ibare vardır: “Siyasi, mizahi, musavver halk gazetesi. Pazartesi ve Perşembe günleri çıkar.” 1908 yılında II. Meşrutiyetin ilanından bir ay sonra yayınlanmaya başlayan Karagöz 1950 yılına kadar aynı isimle yayınlanmıştır. Bu uzun süredeki sahipleri, dergiye adını veren Karabet Karagöz, Ali Fuad, Burhan Cahid, Orhan Seyfi’dir. M. Orhan Bayrak, Türkiye’de Gazeteler ve Dergiler Sözlüğü adlı eserinde Karagöz’ün CHP’ye satıldıktan sonra Sedat Simavi’ye verildiğini belirtir (s. 76). Hasan Duman da İstanbul Kütüphaneleri Arap Harfli Süreli Yayınlar Kataloğu 1828-1928 adlı eserinde Orhan Seyfi’den sonra, R. Ahmet ve Sedat Simavi’nin sahiplik yaptığını belirtir (s. 201). Karagöz’ün adı 1950 yılında Köylü olur ve CHP’nin yayın organı haline gelir.

 


Karagöz, 29 Mart 1909

 

Karagöz’de yazı ve manzumeleri yayınlanan isimler dönemin önemli kalemleridir: M. Fırat, Mahmut Nedim, Baha Tevfik, Mahmut Sadık, Ahmet Nebil, A. Rıfkı, Fuat Samih, Ali Haydar, Enis Avni, Baha Kâmil, Osman Cemal ve Burhan Cahit… Karagöz’de yayınlanan karikatürlerin çoğu imzasızdır. İmzalı karikatürlerde rastlanan isimler; Halit Naci, Mehmet Baha, D. Mazlum, Basri ve Ratip Tahir’dir. Turgut Çeviker, Gelişim Sürecinde Türk Karikatürü III adlı eserinde, Karagöz’de 1918-1923 tarihleri arasında yayınlanan karikatürlerin çoğunun Mehmet Baha’ya ait olduğunu iddia eder (s. 141).

 

Karagöz, Milli Mücadele’ye ve Cumhuriyet döneminde de devrimlere en büyük desteği veren mizah dergisidir. İki yapraklık tabloid ebadı ve sayfa tasarımı birçok dergi tarafından taklit edilmiş, gerçek anlamda bir akım başlatmıştır. Kemal Tahir bile Milli Mücadele dönemini tasvir ettiği Esir Şehrin İnsanları romanında Karagöz’den esinlenerek Karadayı adlı bir mizah dergisi ile Kuvvacıların basın mücadelesine yer verir.

 

Alternatif Taşıt: Balon…

 

Karagöz’ün 16 Mart 1325 (29 Mart 1909) tarihli 71. sayısının 4. sayfasında yer alan karikatürde (Karikatür 1), Karagöz, iyi giyimli bir baloncu olarak tasvir edilmiş ve balonun alternatif bir toplu taşıma aracı olabileceği günlerin uzak olmadığına vurgu yapılmış. Bir vapur iskelesinde yolculara seslenen Karagöz, elindeki balon biletlerini satmaya çalışmaktadır: “Haydi bakalım düşünmeye lüzum var mı ya! Ne Şirket-i Hayriye kadar pahalı, ne İdare-i Mahsusa vapurları kadar çürük… Bundan iyisini nerede bulacaksınız? Binmesi de kolay, inmesi de… Kavgayı gürültüyü bırakın da biletinizi çabuk alın.”

 

Bu karikatürde İstanbul’un o zamanki en güçlü toplu taşıma araçları olan deniz taşıtlarının dezavantajlarını da öğrenmiş oluyoruz: Şirket-i Hayriye pahalı, İdare-i Mahsusa ise çürük vapurlarla hizmet veriyor… Bu durumdan rahatsız olan karikatürcü de hem eleştiri yapıyor hem de bir alternatif sunuyor: Balon… Hava taşıtlarının deniz taşımacılığına alternatif olabileceğini söyleyen benim gördüğüm ilk karikatür bu…

 

Abdülhamit’in Hazinesi…

2.Abdülhamit hakkındaki karikatürlere Kalem dergisinde de bol bol yer verildiğini ve bu karikatürlerin hepsinde eski padişahın acımasızca eleştirildiğini belirtmiştik. Karagöz’ün 21 Mayıs 1325 (3 Haziran 1909) tarihli 89. sayısının 4. sayfasında yayınlanan karikatür de (Karikatür 2) bunlardan biri. II. Abdülhamit’in Selanik’e gönderildiği 28 Nisan 1909’dan sonra Osmanlı mizah dergilerinde yayınlanan karikatürleri oldukça sert eleştiriler içerir. Bu dönemde, sabık padişahın despotluğu ona yapılan en hafif eleştirilerden biri olacaktır.

 

Bu karikatürde Selanik semalarından bir balonla II. Abdülhamit’i izleyen Karagöz ve Hacivat, mücevherlerini inceleyen Abdülhamit’le ilgili şu diyaloğu yaparlar:

 

- Karagöz… Bak bak kuyumcu dükkânından çok elması var… Ne olur bir parça da bize verse…

 

- Ben öyle aşıramento mal istemem… Hey bana bak… Anlaşıldı… Sen onları iade etmeye sıkılıyorsun… Bari şu ipin ucuna bağla… Ben götürür veririm…

 

Öncelikle “aşıramento” çalıntı mal demektir. Yani karikatürde Abdülhamit’e hırsız denmekte, çalıntı mallarını iade etmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Hareket Ordusu’nun 31 Mart İsyanını bastırması sürecinde Yıldız Sarayı yağmalanırken de muhtemelen bu önyargı ile hareket ediliyordu: “Abdülhamit’in milletten çaldıkları millete iade ediliyordu”…

 

Karagöz Uçak İmal Ediyor

 

Geçen sayıda Baron de Catters’in yaptığı ve İstanbul’da gerçekleyen ilk tayyare uçuşuyla ilgili Kalem dergisindeki karikatürlere yer vermiştik. Baron’un uçuşuyla ilgili Karagöz’de de bir karikatür (Karikatür 3) yayınlanır. 2 Kanuni Evvel 1325 tarihli Karagöz’ün 149. sayısının 4. sayfasındaki ikili bant karikatür, yatak, yorgan ve süpürge gibi eşyalardan yaptıkları bir tayyare ile uçmaya çalışan Karagöz ve Hacivat’ı tasvir eder.

 

Birinci karede bir evin çatısından uçuşa geçen iki kafadar şöyle konuşur:

 

- Karagöz. Yatak, yorgan, süpürge, kürek ne ise vücuda getirdiğimiz bu aletle uçabilecek miyiz dersin?...

 

- Rüzgar yorganı şişirdi… Biraz havalandık gibi…

 

İkinci karede ise düşüşe geçen Karagöz ve Hacivat, kalkıştıkları işten pişman, Baron’un kendilerinden farklı neyaptığını anlamaya çalışmaktadırlar:

 

- Aman Karagöz, ben bu işten vazgeçtim… Vaziyetim pek fena beyni üstü gideceğim… Aman bırakma…

 

- Canım Hacivat, o da bizden başka bir şey yapmadı ya!

 

Yıldız’ı Dezenfekte Etmek

 

Karagöz’e 10 Nisan 1326 tarihinde yayınlanan bir karikatürde (Karikatür 4) ise Karagöz, üç küçük balonla göğe yükselmiş ve “mikrop yuvası” dediği bir “yıldız”ı ilaçlamaktadır. Temizlenmeye çalışılan yıldız, Yıldız sarayını temsil eder. Dönem dergilerinde yayınlanan karikatürlerin hemen tamamında yıldız sarayı bir yıldızla tasvir edilir. II. Abdülhamit’in sarayı kirlidir ve ancak haşere ilaçlarıyla temizlenebilir:

 


Karagöz, 2 Kanuni Evvel 1325

 

“Burada iyice dezenfekte icra etmeden, eskiden kalma mikrop yuvalarını temizlemeden oturulamaz.”

 

Bu karikatürde bizi ilgilendiren, Karagöz’ün göğe yükselmek için birkaç küçük balon kullanmasıdır.

 

Dikkat edilirse bu sayıda incelediğimiz karikatürlerin biri hariç hepsinde balon vardır. Tayyare olan tek karikatür ise İstanbul’da yapılan ilk uçuşla ilgilidir. İşin ilginç tarafı o sıralarda İstanbul’da yapılan bir tayyare uçuşu bile havacılıkla ilgili karikatürlerde balon imajını değiştirmemiş. Yani karikatürcüler havacılığı konu etmek istediklerinde tayyareler yaygınlaştıktan sonra bile balonu kullanmaya devam etmişler...

 

Gelecek sayıda Karagöz’e devam edeceğiz…

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği