Thumbnail
  • 15.10.2023

Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile dünyanın ilk metal gövdeli uçağının yapımcısı Alman Junkers firması ile yapılan anlaşmanın sonucunda Kayseri’de kurulan Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi, genç bir cumhuriyet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçesinden ayırdığı para, havacılık konusunda yapılan fedakarlığın bir yansıması.

Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi (TOMTAŞ), Türkiye’nin ilk uçak fabrikasıdır ve 6 Ekim 1926 günü Kayseri’de açılışı yapılmıştır. Dünyanın ilk metal gövdeli uçağının yapımcısı Alman Junkers firması ile yapılan anlaşmanın sonucunda fabrika Junkers tarafından Kayseri’de kurulmuştur

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ileri görüşlü lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile kurulan bu fabrika, havacılığın henüz emekleme çağında başlatılan bir girişim olmakla birlikte, Türkiye’ye havacılık alanında kazandırması planlanan ivmeyi maalesef çeşitli sebeplerle gerçekleştirememiştir. İhtiyacı çok ama imkanları kısıtlı, büyük bir imparatorluğun görkemli tarihinin dışında, maddi mirasına sahip olamamış, çok genç TÜRK HAVACILIK TARİHİ bir devletin bu fabrikanın kurulması için bütçesinden ayırdığı para, havacılık konusunda yapılan fedakarlığı açıkça ortaya koymaktadır. Atatürk’ün Türkiye’de uçak sanayinin kurulmasına öncelik verilmesine yönelik tespitinin ne kadar haklı olduğu, 2. Dünya Savaşı’nda yer alan devletlerin başarılarının hava kuvvetlerinin güçleri ile orantılı olduğu görülünce ortaya çıkmıştır. 

Kayseri’de kurulan uçak fabrikasında 1926 ile 1941 yılları arasındaki 15 senede, Almanya, ABD, İngiltere ve Polonya gibi devletlerin firmalarından alınan lisanslarla, yaklaşık 200 uçak üretilmiştir. Bu rakam gurur verici olsa da üretilen uçak sayısının çok fazla olmadığı konusunda şu örneği vereceğim: 1939 ile 1945 yılları arasında yaşanan İkinci Dünya Savaşı’nda, Ersan YÜKSEL Kıdemli Aviyonik Mühendisi İstinye Üniversitesi ersan.yuksel@uted.org TÜRKIYE CUMHURIYETI’NIN ILK UÇAK FABRIKASI… TOMTAŞ Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile dünyanın ilk metal gövdeli uçağının yapımcısı Alman Junkers firması ile yapılan anlaşmanın sonucunda Kayseri’de kurulan Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi, genç bir cumhuriyet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçesinden ayırdığı para, havacılık konusunda yapılan fedakarlığın bir yansıması. Almanya tarafından 119 bin 371 adet uçak, Japonya tarafından 76 bin 320 adet uçak, ABD tarafından 324 bin 750 adet uçak, Sovyetler Birliği tarafından 157 bin 256 adet uçak ve İngiltere tarafından 131 bin 549 adet uçak üretilmiştir. Kapaktaki ilk resim, TOMTAŞ fabrikasının Almanca - Türkçe afişidir. Afişte Arap harfleri ile TOMTAŞ ve TOMTAŞ’ın Almanca yazılışı ile “Tomtasch” yazmaktadır. Kapaktaki ikinci resim ise TOMTAŞ’ı tanıtmak için Almanca - Türkçe olarak hazırlanmış bir ilandır. Bu ilanda Almanca satırların arkasında Arap harfleri ile Türkçe satırlar yer almaktadır. Almanca ilanın büyük ve kalın fontlarla yazılmış başlığında “Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi” yazmaktadır. Görüldüğü gibi bu ismin baş harfleri “TVMTAŞ”dir. O halde TOMTAŞ ismi nereden gelmektedir? Osmanlı Türkçesi’nde sessiz harf olan V Harfi ile u, ü, o, ö sesli harfleri ayni harf ile, yani vav harfi ile okunmaktadır. Dolayısıyla TVMTAŞ kısaltması, ses uyumuna uygun şekilde TOMTAŞ diye okunmaktadır. Almancası’nda da bu yüzden Tomtasch yazılmıştır. 

Almanca-Türkçe olarak hazırlanmış ilanda eski Türkçe harflerle “Her maksata hadim tamamıyla Madeni Tayyareler - Harp Tayyareleri - Spor Tayyareleri - Münakalat Tayyareleri - dünyada en eski madeni tayyare fabrikası sahibinin ihtira beratından Türkiye’de yegane istifade hakkına haiz- Dessau’da Profesör Doktor h. c. Hugo Junkers - Tamamen madeni inşa usulü ve Serbest Junkers Kanadı - En az ihtimam ile en uzun Kabiliyet-i Hayatiye arz - Ve müteveffik uçuş meziyetleri temin ve en büyük kavaidi iktisadiye ve en büyük emniyeti cem ve telif ederler. Ankara Posta Kutusu Numarası: 137.” yazmaktadır. TOMTAŞ’ın kuruluş yıllarından kalan ve yapay zeka ile sonradan renklendirilmiş fotoğraflar hem yaşanan milli heyecan hem de dönemin şartları hakkında fikir vermektedir

Kurulmasında kullanılan malzemenin deve kervanında taşınarak getirildiği, montajı tamamlanmış uçaklarının at arabaları ile çekilerek tecrübe uçuşuna götürüldüğü bir uçak fabrikasının uzun ömürlü olmamasında ülkenin buna benzer alt yapı yetersizliklerinin payı da olmuştur. 

Türkiye’nin uçak üretimi serüveninin sonlanmasının kısa bir özeti yapılabilir. 1926 yılında Junkers firması ile ortak olarak Junkers marka uçakların üretimi için kurulan fabrika, ilk planlanan uçakların üretimi tamamlandıktan sonra, Junkers firmasının mali zorluk içine düşüp taahhütlerini yerine getirememesi nedeniyle T. C. hükümeti tarafından devletleştirilmiş ve fabrika 1929 yılında Türk Tayyare Cemiyeti’ne devredilmiştir. 

1930 yılında Türk Tayyare Cemiyeti’nin hisselerini Milli Savunma Bakanlığı’na devrettiği fabrika, 1932 yılında “Kayseri Uçak Fabrikası” adını almıştır. Devrin sonrasında ABD, Polonya, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin uçak üreticilerinden alınan lisanslarla Kayseri Uçak Fabrikası’nda üretilen, montajı yapılan uçaklar vardır. Bu fabrikada en son üretilen uçaklar, 1941 yılında üretilen Miles Magister uçaklarıdır. Bu tarihten sonra Kayseri’de uçak üretilmemiştir. Kayseri Uçak Fabrikası’nda üretim durduktan sonra 1950 yılında, Türk Hava Kuvvetleri filosuna bakım hizmetleri veren Kayseri Hava İkmal Bakım Merkezi oluşturulmuştur. 

Türkiye’nin harbe sürüklenme tehlikesi olduğu için savaş uçaklarına şiddetle ihtiyacı vardır. 1941 yılında Alman Büyükelçi von Papen’in girişimi ile Almanya’ya satılan kromun karşılığı olarak Almanya’dan Focke-Wulf FW190A3 modern savaş uçaklarından 72 adet satın alınmıştır. Bu uçaklar Kayseri’de imal edilmemiştir. Uçaklar 1943 yılında Almanya’dan Türkiye’ye gönderilmiştir. Bu uçakların üretilmesinde kullanılan önemli miktarda parçanın Kayseri’de üretildiği ifade edilse de savaşın en sıcak zamanlarında bu parçaların hem Alman teknik resim ve malzemesine göre üretilmesinin hem de Türkiye’den Almanya’ya naklinin nasıl gerçekleştirildiği merak konusudur

72 adet Focke Wulf uçağının 50 adedi Kayseri’de konumlandırılmıştır. Savaş sonrasında, ABD, Marshall Planı kapsamında ücretsiz uçak ve silah yardımı yapsın diye yaygın olarak gömüldüğüne inanılan uçaklar bu uçaklardır. Böyle bir olayın hiç gerçekleşmemiş olduğunu, Erciyes Üniversitesi eski rektörü Prof. Mehmet Şahin, yine 1947 yılında Türkiye’nin elindeki ekipman eksikliği ile açıklamaktadır. Mehmet Şahin uçak gömme olayının gerçekleştiği iddia edilen 1947 yılında Türkiye’nin elinde Dozer ve Greyder gibi modern iş makinalarının olmadığını belirterek, çok sayıda işçi ve kazma kürek ile gece vakti gizlice içine uçak girecek büyüklük ve derinlikte 50 adet dev çukurun kazılmış olmasının mümkün olmadığını belirtmektedir.

Kayseri Uçak Fabrikası’nın uçak üretimi için inşa edilmesinin, buna yönelik olarak tezgahların ve teçhizatın temininin ve burada çalışan Türk personele hem yurt içinde yabancı personel tarafından hem de yurtdışındaki uçak fabrikalarında eğitim verilmesinin sadece uçak parçaları üretimi ve uçak bakımı konusunda değil, Türkiye’de makina üretimi konusunda da eşsiz bilgi ve tecrübe kazandırdığı inkar edilemez. 

Türkiye’de İkinci Dünya Savaşı’nın ikinci döneminde uçak üretimi yapılmamasını Türkiye’nin ekonomik sıkıntıları nedeniyle kalkınma planında yer alan yatırımları yerine getirememesiyle; İkinci Dünya Savaşı’nın sonrasında uçak üretilmemesini ise savaşı kazanan devletlerin elinde bulunan ihtiyaç fazlası çok sayıda modern savaş uçağın bu devletlerden ücretsiz temin edilmesi ile açıklayabiliriz.

Referans: Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketinden (TOMTAŞ) 2’nci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğüne Uzanan Yolda Kayseri Uçak Fabrikası- Kasım 2021

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği