Thumbnail
  • 10.06.2024

Airbus ve Boeing bildiğimiz gibi 21. yüzyılda sivil havacılık endüstrisine liderlik ediyor. Her iki firma da sanatlarını icra ederken farklı tasarım dillerine sahipler. Bahsetmek gerekirse, Airbus’ın kavisli burunlarının aksine Boeing’ler daha sivri burunlu tasarlanıyor. 

Pencerelere baktığınızda Airbus kokpit yan camlarının alttan düz bir çizgi halinde uzandığını, Boeing yan camlarının ise alttan V şeklinde uzandığını açıkça görebilirsiniz. Bu özellikler bazı uçaklarda gözlemlenebilir ve maddeler tarafından artırılabilir.

Bugünkü konumuz, üretim hattındaki tüm Airbus ve Boeing uçaklarında uygulanan daha spesifik bir özellik hakkında. Boeing’de Yoke (Lövye) varken Airbus’ta neden Side Stick (Joystick) olduğunu hiç düşündünüz mü? Kemerlerinizi bağlayın, hadi öğrenelim!

Airbus’ın Side Stick’i

Pervaneden modern jetlere kadar, lövyeler kokpitlerin en vazgeçilmez kontrol ünitelerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir. Bu derin tarihte, lövyeler daha önce Airbus tarafından da kullanılmıştı. A320 ailesinin öncüleri olan uçaklar, kokpitteki merkezi bir lövye tarafından kontrol ediliyordu. O günlerde lövye sektördeki tek kontrol ünitesiydi.

1985 yılında Airbus, manuel uçuş kontrollerini bilgisayar tabanlı kontrollerle değiştiren “Fly-by-wire” sistemini uçaklarında kullanmaya başladı. “Fly-by-wire” sisteminin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte Airbus kokpitlerinde side stick kullanılmaya başlandı. Bu tarihten önce, side stickler sadece F-16 veya Dassault Rafale gibi savaş uçaklarında yaygındı.

“Fly-by-wire” sisteminin kullanılmasının bir sonucu olarak Airbus, kokpit konfigürasyonunu yeniden tasarladı ve kontrolleri basitleştirdi. Yeni tasarlanan kokpit ve side stick sektör için çok yenilikçi oldu. Pilotlar, side stick kullanarak diğer kontrollere ulaşmak için bir ellerini serbest bırakıyor. Bu özellik, pilotlara uçuşlarda daha konforlu bir deneyim sağlıyor. Ayrıca Airbus, side stick ile dar gövde pazarında Boeing’in bir adım ötesine geçti.

A320’den sonra Airbus, side stick’i sonraki tüm uçaklarına uyguladı. Kokpitlerde lövye olmadan daha fazla alana sahip olan Airbus, kokpit tasarımını bilgisayarlar ve ekranlarla iyileştirdi.

Lövye Boeing’de Yaşıyor

1985’ten önce Boeing, aslında ilk 737 ile 1967 gibi erken bir tarihte bir side stick tanıtmak için çalıştı. Ancak şirket, pilotlar yüzünden bu özelliği uçaklarına uygulamadı. Bunun nedeni, bu dramatik değişikliğin mevcut pilotları kötü yönde etkileyebilecek olmasıydı.

Airbus’ın side stick’i tanıtmasından sonra Boeing’in 737 ve 747 satışları düşmedi. Hatta bu uçaklarla pazarda satış başarısı elde ettiler. Ancak side stick olmaması, Boeing’in de “fly-by-wire” sistemini uygulamadığı anlamına gelmiyor. B777, tarihte “fly-bywire” sistemini kullanan dünyanın ilk yolcu uçağıdır.

Boeing tarafında ise lövyeden uzaklaşmak için hiçbir neden yok. Şirketin en yeni uçağı olan 777-9’da bile lövye kokpitte yer alırken, fütüristik, dokunmatik ekranlı bir uçuş güvertesine sahiptir.

Peki Hangisi Daha İyi?

Airbus yanlısı side stick, pilotları uçuşlarda daha rahat ettiriyor ve tasarım pilotları güvenli sınırlar içinde tutuyor. Side stick ayrıca bilgisayarları ve dokunmatik ekranları tek elle kullanma konusunda daha fazla özgürlük sağlıyor.

Boeing yanlısı taraf ise lövyeyi acil durumlarda uçağı uçurmak için önemli bir araç olarak görüyor ve acil durum senaryolarında geçersiz kılmaya izin verdiğini savunuyor. Ayrıca, lövye tasarımının daha genel uçuş becerilerinin yanı sıra pilot ve yardımcı pilot arasındaki koordinasyonu koruduğu konusunda ısrar ediyor.

Her iki sistem de benzersiz avantajlara sahip olsa da, sonuçta en uygun olanın uçuş güvenliği ve pilot rahatlığı olduğunu söyleyebiliriz. Airbus’un side stick sistemi, pilotlara daha ergonomik bir deneyim sunarken, Boeing’in lövyesi acil durumlarda daha hızlı ve hassas tepki verme olanağı sağlayabilir. Ancak, önemli olan, her iki sistemde de pilotların eğitimli ve becerikli olmaları ve her türlü senaryoya hazırlıklı olmalarıdır. Uçuş güvenliği her zaman önceliklidir ve bu tartışma, her iki tarafın da farklı bakış açılarını değerlendirerek daha iyi uçuş sistemlerinin geliştirilmesine katkıda bulunabilir. 

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği