Esenler Kazım Karabekir İlkokulu ile Pendik Ayazma İlkokulu öğretmenlerinin birlikte yürüttüğü OSEO (Odamız Sınıf, Evimiz Okul) Projesi Eğitimde Yenilikçilik Ödülleri Eğitim ve Öğretime Erişim ve Yönlendirme Kategorisinde İstanbul Bölgesinde saha ziyaretlerine kalmayı başaran iki projeden biri olmuştur.

 

Ülkemizde birden çok engeli olan çocukların eğitimi ile ilgili kamu/özel kurum ve program hazırlıkları başlangıç seviyesindedir. Bu çocuklar için sınıf oluşturma çalışması kısıtlıdır. Bu bireylerin eğitimleri, öncelikle ailelerinin bilgilendirilmesi ve desteklenmesi temeline dayalı olarak, gezerek özel eğitim görevi verilen öğretmenler tarafından kurumlarda ve evlerde sürdürülmektedir.

 

Birden çok engele sahip çocuklar genellikle daha ağır olan engeline göre sınıflandırılmakta ve o engel için açılmış okullara yerleştirilmektedir. Ancak son yıllarda özellikle Amerika ve Avrupa’da birden çok engele sahip olan çocuklar için okullar ve enstitüler açılmış olup bireyin problemlerinin bütününü ve yetenekli olduğu özelliklerinin göz önünde bulunduran bireyselleştirilmiş eğitim ve rehabilitasyon programları desteklenmektedir.

Çok engellilik, eğitimsel açıdan değerlendirildiğinde, duyusal (görme, işitme vb.), zihinsel ya da başka türlü bir fiziksel işlev bozukluğunu değil, bu durumun yol açtığı karmaşık eğitim sorununu ifade eder. Bu tanımı dikkate aldığımızda çok engelli çocukların gereksinim duyduğu hizmetlerin ve eğitimin sağlanacağı yerin yeni bir tip okul olması gerektiği anlaşılır.

 

 

Birden çok engele sahip çocuğun eğitimindeki amaç tüm gelişim alanlarındaki mevcut yeteneklerini geliştirmek ve topluma uyumunu sağlamaktır. Bu eğitimde ekip yaklaşımı ve aile ile iş birliğine yönelik takım çalışması önemlidir. Çok engelli çocuğun diğer çocuklar gibi güven, sevgi gibi temel gereksinimleri vardır ve bunlar karşılanmalıdır. İlk yaşlardan başlayarak grup etkinliklerine katılması desteklenmelidir. Bu çocukların genel eğitim sınıflarına yerleştirilmesi önemlidir. Eğitim programı hazırlanırken tüm testler ve değerlendirmeler göz önüne alınmalı ve program hem çocuğun bireysel ihtiyaçlarını karşılamalı hem de diğer çocukların eğitim programına uyum sağlanmalıdır. Esnek, çekici, yaratıcı faaliyetler olmalı ve çocuğun motor gelişim düzeyine uygun tutulmalıdır.

Ağır derecede çoklu engeli olan bireylerin okulda eğitime katılamamaları, akranlarıyla birlikte paylaşımlarda bulunamamaları, topluma uyum sağlamakta zorlanmaları, destek eğitim ortamının (evde veya okulda) sadece öğretmen ile sınırlı oluşu ile öğrenmenin sıkıcı ve yorucu hale gelişi bu projenin ortaya çıkışında etkili olmuştur.

 

Ağır derecede çoklu engeli olan ve yaşıtlarına göre hızlı bir büyüme gösteren serebral palsili öğrencinin okuluna getirilip götürülememesinden dolayı evde destek eğitimine başlandı. Görevli öğretmeniyle birebir eğitim alan öğrencinin okul ortamından soyutlanması anlamına gelen bu durum öğrencinin akranlarından uzak kalmasına, sosyalleşememesine, okula özleminin artmasına ve mevcut yeteneklerini geliştirmesinde zorluklar ortaya çıkmasına neden oldu.

Bu proje ile evde destek eğitimi alan çoklu engeli olan serebral palsili bu öğrencinin tüm gelişim alanlarındaki mevcut yeteneklerini geliştirmek ve topluma uyumunu sağlamak için ona özel yeni bir okul tipi oluşturuldu. Bu okulda engelsiz bireyler ile aynı ortamı paylaşması sağlandı. Hazırlanan eğitim programı ile hem çoklu engeli olan öğrencinin hem de diğer öğrencilerin aynı eğitim durumlarını paylaşması amaçlandı. Çoklu engeli olan öğrenci kendini geliştirerek topluma uyum sağlarken diğer öğrenciler de toplum hizmeti yapmış oldu.

 

İlk derslere başlanmadan önce öğrencilerin ve ailelerin, engelli öğrenci ve ailesiyle tanıştırılması sağlandı. Her tanışma özel olarak gerçekleştirildi. Böylece ailelerin ve çocukların ilk tepkileri izlendi ve projedeki olası risk durumları için tedbirler alındı.

Uygulama aşamasında engelli öğrencinin evindeki bir oda sınıfa dönüştürülmüştür. Fiziki açıdan rahat edebileceği, grup arkadaşlarıyla rahat iletişim kurabileceği bir oda sınıf olarak düzenlenmiş, okul projesindeki 5 öğrenci ile güvenli bir ortamda eğitim öğretim yapabilmesi sağlanmıştır. İlk dersler uyum dersleri olarak düşünülmüştür. Çoklu engeli olan serebral palsili öğrencinin fiziksel engel oranı %92’dir, öğrencinin kaslarını kontrol edemediğini düşündüğümüzde ani hareketler yapması olağandı. Bu durumla ilgili herhangi bir sorun çıkabilme olasılığından dolayı ilk uyum derslerinde sınıfa materyaller yerleştirilmedi.

 

Çoklu engeli olan öğrencinin kendisini okuldaymış gibi hissedebilmesi için gerekli materyaller sonraki derslerde sınıfa getirildi ve öğrencilerle beraber eve yerleştirildi, mutlu olabilecekleri bir uygulama ortamı hazırlandı.

Engelli öğrencinin oturmasına uygun sandalyesi olmadığı için engelli öğrencinin talebiyle ilk derslerde çocukların sıraları ile engelli öğrenci arasında seviye farkı olmaması için öğrenciler geleneksel sınıf ortamındaki gibi sıralara oturtulmadı. Öğrenciler yere oturarak ve engelli öğrencinin görebileceği şekilde derslere katıldı. Bu uygulama projeye katılan hiçbir öğrencide olumsuz bir etki yaratmamıştır. Yakın temas halinde bulunmaları aralarındaki bağı kuvvetlendirmiştir. Daha sonra engelli öğrencinin gönüllü insanların çabalarıyla alınan destekli sandalyesine kavuşmasıyla öğrenciler normal bir şekilde öğrenim görmeye başlamışlardır.

 

 

Sınıfa dönüştürülen oda ve okula dönüştürülen evde haftanın bir günü yapılan derslerde çoklu engeli olan öğrencinin seviyesine uygun belirlenen kazanımlar, 5 öğrenci ile düzeylerine uygun bir şekilde oyunlar, dramalar, şarkılar, hikayeler kullanılarak işlenmiştir.

Amaç çoklu engeli olan öğrencinin sosyal gelişimini desteklemek ve çocukların sürekli iletişim halinde olmasını sağlamak olmuştur. Öğrencilerin herhangi birinin devamsızlığında, çoklu engeli olan öğrencinin devamsızlık yapan arkadaşını merak ettiği, özlediği, sorular sorduğu gözlemlenmiştir. Sınıfa gelen her öğrenciye günlükler yazdırılmış ara ara bunlar okunup değerlendirilmiştir.

Bu günlüklerde projeye gelen öğrencilerin duygusal farkındalıklarının geliştiği, empati duygularının üst seviyelere ulaştığı ve çoklu engeli olan öğrencinin hem akademik hem sosyal hem de psikolojik gelişiminde hızla ilerleme kaydedildiği görülmüştür.

 

Yarı yıl tatilinden hemen önce yapılan derste öğrenciler pasta kesip birbirlerine hediyeler vermiştir. Aynı zamanda engelli öğrenciye okul idaresi ve öğretmenin düzenlediği karne okula getirilerek okul ortamında verilmiştir. Böylece oluşturulan destek okul modeli mevcut sistem ile birleştirilmiştir.

OSEO (Odamız Sınıf, Evimiz Okul) projesinde eve gelen öğrencilerin aileleriyle ve okuldaki sınıf öğretmenleriyle yapılan görüşmelerden, uygulama esnasında tutulan gözlem formlarından ve öğrencilerin her ders için tuttuğu günlüklerden yararlanılarak her bir öğrencinin engelli bireylerle ilgili duyarlılıklarının arttığı, öğrenme-öğretme isteklerinin çoğaldığı görülmüştür.

 

Engelli öğrencinin elleri kalemi tutamadığı için onunla beraber kalem tutmaya çalışmışlar, tam olarak konuşma becerisi gelişmemiş olduğu için onun her yarım cümlesini tamamlama eğilimi göstermişlerdir. Öğrenciler eğitim sırasında gönüllü olarak toplum hizmeti de yaparak kendi bilgi ve birikimlerini başka ortamlarda diğer insanlara aktarabilecek duruma ulaşmışlardır. Derslerde anahtar rol üstlenmişler, yaparak yaşayarak öğrenme ortamının aktif bileşeni olmuşlardır.

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği