Thumbnail
  • 15.01.2023

İSVİÇRE’NİN KÜLTÜR BAŞKENTİ:

BASEL

 

40 müzeye ev sahipliği yapan kültür şehri Basel, ülkedeki en yüksek müze yoğunluğuna ve İsviçre’nin en eski üniversitene sahiptir. Basel Sanat Müzesi , demir heykeltıraş Jean Tinguely’ye adanmış müze , Fondation Beyeler  ve Kültür Müzesi gibi uluslararası üne sahip müzeler,  birçok galeri ve oyun evi gibi çok sayıda ziyaretçi çekmektedir. Basel ayrıca güzel bir Eski Kent’e, modern mimariye ve bir süre dinlenmek için davetkar bir yer olan Ren Nehri’ne sahiptir.

 

Bu ay İsviçre’nin üçüncü en kalabalık şehri olan (Birinci Zürih, İkinci Cenevre) Basel’deyim. Nüfusu yaklaşık 200 bin olan küçük ve sevimli bir orta çağ kentinde. İsviçre’yi hep sevmişimdir. Neden derseniz düzenli, temiz, dakik, şık ve zarif bir ülke olmasından tabi ki. Basel İsviçre’nin kuzeybatısında bir sınır şehri. İsviçre’nin Basel Stadt kantonunun da başkenti.

İstanbul Basel arası uçakla 2 saat 55 dakika sürüyor. Almanya ve Fransa’ya komşu olan Basel’de Euroairport Basel havaalanı’ nın, İsviçre, Almanya ve Fransa’ya açılan 3 kapısı mevcut. Ren nehrinin kıyısında yer alan Basel adeta bir orta çağ kenti durumundadır.

Ren nehri şehri Küçük Basel ve Büyük Basel diye ikiye ayırmıştır. Büyük Basel tarihi şehri, Küçük Basel de şehrin modern yüzünü ifade etmektedir. Basel, İsviçre’nin en zengin kentlerinden birisi ecza ve kimya şirketlerinin merkezleri de burada bulunuyor. Bu nedenle Basel’e çevre kantonlardan ya da ülkelerden insanlar çalışmak için geliyorlar. İsviçre zengin bir ülke. Yaklaşık kişi başına düşen yıllık kazanç 115 bin İsviçre Frangı. Basel ayrıca dünyaca ünlü bir fuar kenti. Ayrıca bir de sanat kenti.40’dan fazla müzeyi barındıran Basel gerçekten önemli bir sanat kenti olduğunu bize böylelikle gösteriyor.

Kentin simgesi 12.yy. dan kalma bir yapı olan Ren Köprüsü. Basel’de beni en çok etkileyen şeylerin başında ulaşım geldi. Ulaşıma hemen hemen hiç para ödemiyorsunuz. Kaldığınız otel size konakladığınız müddetçe geçerli tramvay ve otobüs bileti veriyor. Bisiklet kullanımının da çok yaygın olduğu kentte yeşil tramvaylar çok ünlü. Çok rahat çok hızlı çok dakik ve çok keyifli. Ben bu tramvayları bir benzetme yaparak, kentin caddelerinde adeta dans ettiklerini düşündüm.

Basel çok tarihi bir kent. İ.Ö 5. yy. da kurulmuş. İsmi eski Yunancada imparator anlamına gelen Basileus ‘tan geliyor. Basel, Orta çağda Avrupa’nın derebeyliklerinden birisi iken, 13. yy. da ise Roma Germen İmparatorluğunun bir parçası olmuştur. Ayrıca kentte 1460 yılında kurulan ve İsviçre’nin en eski üniversitesi olan Basel Üniversitesi de bulunuyor. Özellikle Orta çağda Katolik kilise baskısından kaçan bilim adamları burada çalışmışlardır.

Şehirde gezilecek yerlerin başında Rathaus ya da Belediye sarayı geliyor. En dikkat çekici yanı kırmızı dış cephe boyası. Yapımı 1501.Günümüzde Basel Hükümetinin ve Parlamentonun merkezi durumunda. Eski şehrin tam ortasında yer alıyor.

Kentte ünlü de bir manastır var adı Basel Manastırı. Burası tam bir orta çağ mimarisi ile (Gotik Mimari) yapılmış 60 metrekarelik iki kuleli bir kilise. Adeta burası şehrin simgesi durumunda. Özellikle desenli çatısı çok göz alıcı. Duvarları ise pembe renkte. Yapım yılı 1356. Burası İsviçre Ulusal miras listesinde bulunuyor.

Basel’in en ünlü müzesi ise Fine Arts Museum Basel’. Müzede özellikle 19-21 yy. arasında yaşamış sanatçıların yaklaşık 1600 tablo ve sanat eseri bulunuyor. Spalentor ya da Basel’in Kapısı’na gelince, Burası 15. yy. da ticari malların şehre girmesi için kullanılan bir kapı. Bir zamanlar surlarla çevrili olan Basel şehrine giriş için bu görkemli kapı kullanılıyor imiş.

Gelelim Marktplatz’a burası Basel’in merkezi. Mağazalar ve restoranlar, kafeler burada yer alıyor. Özellikle burada kurulan Noel Pazarları çok etkileyici.

Basel’de bir de Hayvanat Bahçesi var 135 yıllık ve 25 dönüm üzerine kurulu bir bahçe burası. İçinde 4500 hayvan barındırıyor. Kunstmuseum ya da Güzel Sanatlar Müzesi de bir diğer ünlü müzesi. Burası dünyanın en eski sanat koleksiyonlarını barındırıyor. Ayrıca kentte bir Tarih Müzesi, Oyuncak Müzesi ve Kâğıt Fabrikası da bulunuyor.

Basel küçük bir kent olmasına rağmen yapılacak o kadar çok şey var ki.  Aralık ayında oldukça soğuk bir zamanda gitmiş olmama rağmen inanın sıcak soğuk hiç fark etmiyor. Sadece yaz ayında gitse idim belki ren nehri kıyısında biraz daha fazla otururdum. Basel’i görün özellikle de tramvayların dansını izleyin çok etkileneceksiniz.  

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği