İnovasyon kelimesi Türkçemize son yıllarda girmiş olan bir kelimedir. Her ne kadar tek bir kelime ile yenilik olarak çevirsek de “Değişen koşullara uyabilmek için toplumsal, kültürel ve yönetimsel ortamlarda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması” olarak tanımlamak çok daha doğru olacaktır. Yani var olan, bulunmuş, icat edilmiş olan bir alanda yenilik demektir.
O zaman havacılıkta ister sivil, ister askeri alanda her an bir yenilik ihtiyacı olacak ve bu nedenle de inovatif buluşlarla karşılaşılacaktır.
Bilim kurgu ile bilimin sınırlarının artık olmadığı bir çağda yaşamaktayız. Geçmiş yıllarda yazdığım bir yazımda, benim yaş grubumun çok iyi bildiği Jetgiller çizgi filmindeki gibi yaşayacağımız günlerin çok da ütopik olmadığına değinmiştim.
1917 yılında tasarlanan dünyanın ilk uçan otomobilinin prototipi...
Bugün insan hayal gücünün sınırları kalktığı için artık uçan otomobillerle ilgili haberleri yadırgamadan seyreden ve teknolojinin hızlı gelişimine her alanda tanık olan ayrıca rahatlıkla adapte olabilen bir kuşak olduğumuza burada bir defa daha değinmek istiyorum.
Günlük hayatta arabalarımız için kullandığımız benzinle çalışan, karayolunda da, havada da kullanılabilen uçan otomobilin reklamları yapılırken “ister çim arazide, ister karayolunda ister havada kullanılabilen” araçlardır diye karşımıza çıkmaktadır.
Dünyanın ilk uçan otomobilinin tasarımcısı Glenn H. Curtis’in pilot lisansı...
Lisans numarası: 1
Her ne kadar şu an bir prototip olarak karşımıza çıksa da çalışmaları geçmiş yıllara dayanmaktadır.
İnsanoğlunun doğasında bir aracın pek çok yerde kullanılabilir olması ile ilgili bir ihtiyaç bulunmaktadır. Bunun sonucunda da uçan otomobil, yüzen otomobil ya da yüzen otobüs yıllardır karşılaştığımız araçlardır. Birçoğumuz Hovercraft olarak, hava yastıkları sayesinde denizde kullanılabildiği gibi karada da kullanılabilen bir aracı biliyoruz. Askeri alanda da, günlük yaşamda da hovercraft diye adlandırılan çok fonksiyonlu araçlar hala kullanılmaktadır.
Peki, uçan otomobillere gelirsek; İlk uçan otomobil tasarımı inanılmaz gelebilir ama 1917 yılında, kimilerine göre her ne kadar başarılı olmamış olarak kabul edilse bile Glenn H. Curtiss tarafından, önce bir süre yerde giden ve bir süre havalanabilen bir araç olarak tasarlandı. Bu paragraftan Glenn Curtiss isminin başarısız bir havacı olarak düşünülmesini istemediğim için kendisinin havacılığa olumlu katkıları olduğunu belirtmek isterim. Havacılığın gelişmesinde özellikle dünya savaşlarının ne yazık ki katkısı bulunmaktadır. Gelnn Curtiss’in de yaşadığı yıllarda dünya savaşı başlamıştır. İhtiyaçlar doğrultusunda Glenn Curtiss’in deniz uçağı ya da uçan tekne, uçak gemisi gibi gelişimlere etkisi önemlidir. U.S. Navy Curtiss NC-4 ile başarılı bir şekilde Atlantik Okyanusu’nu geçen ilk uçak, Curtiss’in havacılık kariyerinin üst noktasıdır.
Ayrıca Curtiss ve Wright kardeşlerin şirketlerinin birleşmesi ile bugün hala teknolojik hizmet piyasasında katkıda bulunarak hizmet veren lider şirketler arasında bulunan şirketin kurucularındandır.
Önümüzdeki ay uçan otomobilin gelişimine devam edeceğim.
Inovative bir hayatı eğlenceli yaşamak dileğiyle…