Saygıdeğer UTED okuyucuları, sizlere bu sayımda emniyet yönetim sistemi ve uygulamaları ile ilgili paylaşımda bulunmak istiyorum.
Emniyet Yönetim Sistemi, yaşanmış ya da yaşanabilmesi mümkün olan kazaların/olayların tekrarı olmaması için uygulanan bir sistemdir. Zamana endeksli olmak üzere gelişen ve geliştirilebilen bu sistem, kendi içinde başrol olarak insan karakterini barındırmaktadır. İnsan, doğası gereği her yaptığı işte ve attığı her adımda tekrarlı kontrolü gerektiren bir varlıktır. Tabir-i caiz ise beşerdir. Daha sonrasında yardımcı rollerde ise çevre, prosedürler, makineler, ekipmanlar, iklim koşulları vb. şeklinde sıralayabiliriz.
Günümüz teknolojisi ile birlikte değişen ve gelişen havacılık sektörü gerek yazılım gerek donanım açısından her geçen gün başka bir teknoloji ve inovasyon ile karşımıza çıkmaktadır. Teknoloji ve emniyet yönetim sistemini çok az kıyas edecek olursak hem olumlu hem de olumsuz yanlarını görebilmek oldukça mümkün. Birkaç soru ile bu konuyu bir nebze sorgulayabiliriz.
- -Teknolojinin gelişmesiyle emniyet %100 sağlanıyor ya da sağlanabilir mi?
- -Günümüz teknolojisi ile mümkün olmayacağı ve günümüz teknolojisinin buna hazır olmadığı düşüncesindeyim ve bununla beraber makinelerin %100 verim ile çalışamazlar deyimini örnek olarak gösterebiliriz.
- -Teknolojiyi yok sayabilir miyiz?
- -Günümüz teknolojisi ile mümkün olmayacağı düşüncesindeyim. Havacılık uzmanlarına göre emergency durumunda (acil durumlarda) oto pilot ilk önce pilotun hamlelerini izliyor sonrasında hatalı bir hamle olduğunu tespit ederse müdahale ediyor örneğini verebiliriz.
Bundan dolayı teknoloji ile emniyet yönetim sistemini bir bütün şeklinde düşünmeli ve bununla birlikte teknoloji ve emniyet yönetim sisteminin karşılıklı şekilde bir bilgi ve inovasyon akışını, üretilen parçalar, geliştirilen modellemeler ve uygulamalar üzerinde de gözlemleyebiliriz.
1960’lı yılların sonlarından 1990’lı yıllara kadar olan süreçte bir kişinin ağzından çıkacak kelime ile hareket edildiği gibi üzerinde tartışılacak bir teknoloji ve elde tutulabilen gerçek bir konu yoktu. Bu yokluk her sistemde olduğu gibi bu sistemde de eğitim metotları geliştirildi ve endüstriyi bir adım daha ileriye gitmesini isteyen kurum / kuruluşlar üretmeye ve geliştirmeye tabir-i caiz ise kendilerini adamışlardı.
1970’li yıllardan 1990’lı yıllara kadar olan süreci inceleyecek olursak istikrarlı ve inatçı bir tavırda ilerleyen endüstri peşinden emniyet kelimesini üretti diyebiliriz. Bir yandan seri üretim seri kullanım baskısı ve öte yandan olan kazalardan edinilen deneyimler ve yapılan hataların raporlanması birleşince hata payının en aza indirilmesi binde bire belki de milyonda bire indirilmesi hedeflenmeye doğru hızla ilerliyordu. Bu hızlı artış emniyet kavramında birer katman oluşturmakla beraber emniyet yönetim sistemini de inşa ediyordu.
1990’lı yıllardan günümüze bakacak olursak artık kaza ve hata oranlarının azaldığını ve milyonda bir hata veya kaza yaşanması durumuna erişildiğini gözlemlemekteyiz. Emniyet güvenilirliği denilen bu çağda olayların ortaya çıkma sıklığındaki bu azalmaya uygun olarak, önceki yıllarda ortaya çıkmaya başlayan daha geniş bir sistemli emniyet perspektifine geçiş daha belirgin hale gelmiştir. Bu belirgin hale gelişin temelinde, günlük operasyon verilerinin rutin olarak toplanması ve analiz edilmesine dayanan, emniyet yönetimine iş benzeri yaklaşımın kabul edilmesi yatıyordu. Emniyete iş benzeri yaklaşım emniyet yönetim sistemini gösteriyordu.
Emniyet Yönetim Sistemi’nde yaşanan bir olaydan ders çıkarmak ve tekrarının yaşanmaması için çeşitli eğitimler, anketler (öneri bazlı) ve seminerler düzenlenmelidir. Çünkü ilgili kişilere hem öğreti hem de farkındalığın kazandırılması emniyet yönetim sisteminde son derece önemlidir. Stratejik olarak olayların tanınması ve aktarılması gerekmektedir. Bunların ışığında olayları bloke edebilecek belirli kurallar hatta ve hatta kanunlar geliştirilmelidir. Geliştirilme sonucunda da personelin bu kurallara uyması, uyması için gerekli ortamın oluşması ve gerekirse rol modelin (dikkat çekici resimler ya da posterler, animasyonlar, konu mankeni vb.) daimi şekilde sahada olması hem personelin örnek almasını hem de şirketin emniyet politikasındaki kalite oranında ciddi manada artışa katkı sağlayacağını söyleyebiliriz.
Etkili ve üretken bir emniyet yönetim sistemi oluşturmak kuruma itibar kazanmakla birlikte görev yapan kişilerin güvenliği açısından faydalı bir çalışmadır. Üretken bir emniyet yönetimi sisteminin olması çalışanların görev aldıkları birimler veya başkanlıklar için önem arz etmekte. Çünkü yapılan bir işi kurum kültürü arasına sıkışmış ve monotonlaşmış bir şekilde sürdürmek çalışan emniyetini riske edebildiği gibi ölümcül sonuçlar da doğurabilir. Etkili bir emniyet yönetim sisteminde personelin tehlikenin farkına varması için gerekli eğitim, farkındalıklar, ilgili medalar, kök – neden analizinin iyi, sade ve anlaşılır bir şekilde aktarılması gerekmektedir. Zira aktarım sırasında en ufak sorun oluşması yeni bir kazanın habercisi de olabilir.
Emniyet yönetim sisteminde etkili bir rapor sunmak için öncelikle personelde başına illaki bir olayın / kazanın gelmesine gerek yoktur. Olabilmesi mümkün ya da olabilecek ya da daha önce olmuş ama pek dikkate alınmamış bir konu üzerinde üst yöneticisine rapor vermesini sağlamak için personeli ödüllendirme sistemi ile kazanabilir ve aynı zamanda çalışmış olduğu kuruma katkı sağlayabilir hatta ve hatta maddi manevi kar elde edinilebilir.
Son olarak yarınlara güven ve emniyet ile erişmek istiyorsak emniyeti ve tedbiri hiçbir zaman elden bırakmamak lazım. Herkes öncelikle kendi yaptığı işin emniyetinden sorumludur.
2018 yılında emniyetli günler ve emniyetli uçuşlar diliyor, sizleri saygı, sohbet ve muhabbetle selamlıyorum.