Güneyli rüzgarların hakim olduğu bir günde İstanbul Atatürk Havalimanı`na inmek için bir uçağın içindesiniz. Ve şansınıza kullanılan pist konfigürasyonu iniş 23 kalkış 17 şeklinde. Yani bu, güzel bir İstanbul manzarası seyrederek boğazın üzerinden 3 derecelik bir açıyla piste doğru tatlı tatlı yaklaşıyorsunuz demektir. Üstelik görüş de iyiyse keyfinize diyecek olmaz, tadını çıkarın derim.
Ancak, tam piste teker koymanıza ramak kalmış, yavaşlamışken, inişin tamamlanacağı hissine haiz olmuşken birdenbire gazların tekrar açılmasıyla ve keskin bir açıyla sola doğru dönmeye başlayabilirsiniz, merak etmeyiniz her şey kontrol altında biliniz. İşte bu; pas geçme yani inişten vazgeçme prosedürünün adına "Balked Landing" diyoruz. Bir iniş için aletli yaklaşma usulü tamamlanamadığı zaman pilot tarafından idare edilen bir manevradır bu. Daha teknik bir tabirle Balked Landing; inişe karar verilerek usulde yayınlanmış minimanın DA/DH Decision Altitude/ Height (Karar Irtifasi/Yüksekliği) altına alçalınması ve Mapt (Missed Approach Point) pas geçme noktası katedilerek piste yaklaşmaya devam edilmesi sonrasında herhangi bir nedenle pas geçilmesinin gerekmesi durumunda kullanılan uygulamadır.
2015 yılında uygulamaya konulan prosedür İstanbul Atatürk Hava Limanı’nda rüzgarların hakim yönünün güneyden olduğu zamanlarda kapasitenin dürülmemesi amacıyla, bir hava aracının 23 pistine iniş için yaklaşırken, kalkış yapacak trafiğin 17 pistinden, gelen hava aracının inişini gerçekleştirmesini beklemeden kalkış yapmasına olanak vermektedir.
17 ve 23 pistlerine ait usullerde pas geçen uçağın diğer pistin kalkış hattını kesmesi sebebiyle bir piste iniş tamamlanmadan diğer pistten kalkış izni verilememesi nedeniyle gecikmeler yaşanması ve söz konusu meydanda gerçekleştirilen uçuş operasyonlarının olumsuz yönde etkilenmesi gerekçe gösterilerek böyle bir prosedürün meydanımız için uygulanması uygun görüldü. Bu uygulama eş zamanlı bağımsız pist operasyonlarının yapıması açısından iyi bir örnektir. Hava araclarının bu pas geçme prosedürünü uygulayabilmeleri için bazı meteorolojik şartların varlığından söz etmemiz gerekir. Bunlardan ilki görüşün asgari 5 km olması iken, diğeri bulut tavanının asgari 2000 feet olmasıdır. Kaptanlar bu usulü uygularken kule frekansından tekrar yaklaşma frekansına geçer ve pas geçen hava aracı olarak 2000 feet irtifa katedilinceye kadar manialar ve diğer trafiklerle ayırmalarını yapma sorumluluğuna görerek şartlarda sahip olur. 23 pistine iniş planlayan pilotların, 17 pistinden kalkış yapan trafikleri ve hava/yer haberleşme kanallarını dikkatle takip etmeleri gerekmekte, bu açıdan oldukça büyük bir önem arzetmektedir.
Hava araçlarının arasındaki standart yaklaşma ayırması 3 mil yani yaklaşık 4,82 km’dir. Balked Landing usulü uygulaması yönünde talimat alan pilotların, bu usulü uygulayamayacaklarsa, bu bilgiyi en geç son yaklaşma safhasına dönüşten önce yaklaşma hava trafik kontrolörüne vermesi gerekmektedir ki önünde seyreden hava aracıyla arasındaki mesafe arttırılsın. Bu durumda hava trafik kontrolörünün yanlamasına minimum radar ayırması olan 3 mili arttırması gerekeceğinden hava aracını uygun bir yerde beklemeye alması muhtemeldir.
Balked Landing usulünün yalnızca simülatör eğitimlerinden geçmiş pilotlar tarafından uygulanma zorunluluğu vardır. Bu usul ekipte yer alan pilotlardan en az birinin bu özel prosedüre ilişkin olarak simülatör eğitimi görmüş ve eğitim gören pilotun PF (Pilot Flying) pozisyonunda uçuyor olması gerekmektedir.
Her piste göre belirlenmiş pas geçme prosedürleri olduğu gibi Balked Landing usulünü uygulayan pilotlar da yayımlanmış belirli bir prosedür zincirini takip edip uygular. Yaklaşma frekansıyla temas edememeleri durumunda pilotlar yayımlanmış irtifa, mesafe ve gitmeleri gereken nokta talimatlarını uygular, belirlenmiş bir noktada beklemeye girerler. Hava trafik kontrolörüyle temas etmeleri durumunda da ilgili hava aracının inişini tamamlayabilmesi için yeni bir yaklaşma hizmeti başlatılır.
Bir önceki sayıda da belirtiğim gibi uçuşun doğal, olağan bir aşaması olan pas geçmenin bu usulü, Atatürk Havalimanı’nda kapasite arttırımı için uygulamaya konulmuştur. Usul her zaman efektif bir şekilde kullanılamasa da, uçağın performansı, pilotun reaksiyon süresi ya da dışsal birtakım faktörlerin uygun olmaması nedeniyle operasyonel bazı sıkıntılar doğursa da, eş zamanlı bağımsız pist uygulamasının önünü açmıştır.