Thumbnail
  • 01.07.2019

Bizans İmparatoru Anastasius tarafından 528 yılında ‘fener kulesi ‘olarak inşa edilen ve 1348’de Cenevizliler’in bu kez ‘İsa Kulesi’ adı ile yığma taşlardan onardığı Galata Kulesi, bugün tıpkı Paris’teki Eyfel Kulesi’nde olduğu gibi İstanbul’un en görkemli simgelerinden biri olarak öne çıkıyor.

İstanbul’da Galata semtinde 528 yılında kurulmuş bir tarihi kuledeyim bu ay, Galata Kulesi’nde... Galata Kulesi, İstanbul ile o kadar özdeşleşmiştir ki, şehrin en önemli sembollerinden birisi olmuştur. İstanbul kıyıları ve İstanbul boğazı ile Haliç, panoramik olarak kuleden izlenmektedir. Önce kulenin tarihine bakalım: Bizans İmparatoru Anastasius tarafından 528 yılında ‘fener kulesi ‘olarak inşa edilmiştir. 1204 yılında Haçlı seferleri sırasında hasara uğramıştır. 1348’de bu kez ‘İsa Kulesi’ adı ile yığma taşlardan bu kez Cenevizliler tarafından yapılmıştır. 1348 yılında kentin en yüksek binası olmuştur. 1445-1446 yılları arasında inşa edilerek yükseltilmiştir. Daha sonra Türkler’in eline geçmiştir.
16’ncı yüzyılda Kasımpaşa tersanelerinde çalışan Hristiyan savaş esirlerinin barınağı olmuştur. Sultan Üçüncü Murat burada bir tersane kurmuş ve 1579’da kapanmıştır. Galata Kulesi ve Kız Kulesi’nin aşkı Şimdi gelelim kulenin en ünlü ve en meşhur olayına:
Sultan Dördüncü Murat döneminde (1638) Hezarfen Ahmet Çelebi’nin (Osmanlı Bilgini) tahtadan yaptırdığı kanatlarını sırtına takıp Galata Kulesi’nden, Üsküdar’a uçmasıdır. Bu uçuş bir efsaneye bağlanır. Buna göre Galata Kulesi ve Kız Kulesi birbirlerine aşık imiş. Ama her ikisi de karşısındakinin sevgisine emin değilmiş. Aralarında yer alan boğaz nedeni ile asla kavuşamayacaklarını biliyorlarmış. Ama bunu bilmeleri sevdalarını bitirmemiş. Hezarfen Ahmet Çelebi’nin bir gün Galata Kulesi’ne çıkıp Avrupa Yakası’ndan Anadolu Yakası’na uçmak istediğini Galata Kulesi’ne anlatması ile Galata Kulesi aşk ile yazdığı tüm mektupları Kız Kulesi’ne iletmek üzere Hezarfen’e vermiş. Hezarfen, uçuş sırasında Kız Kulesi’nin üzerine gelince
mektupları kulenin üzerine bırakmış. Kız Kulesi aşkının karşılıksız olmadığını görünce daha da güzelleşmeye başlamış. Galata Kulesi de bu güzellik karşısında sevgisinin tek taraflı olmadığını anlamış. Ve bu aşk sayesinde de günümüze kadar gelmişler.

1717 yılında kule bu kez ‘gözleme kulesi’ olarak kullanılmıştır. Kulenin bugünkü şekli, Padişah İkinci Mahmut zamanında olmuştur. Kulenin özelliklerine gelince, 69.90 metre yükseklikte, duvarlarının kalınlığı 3.75 metre, kulenin iç çapı 8.95 metre, dış çapı 16.45 metre, ağırlığı ise 10 bin tondur. Galata Kulesi ile ilgili bir diğer inanış da şudur: Kuleye kiminle çıkarsanız o kişi ile evlenirmişsiniz. Bu inanış Romalılar dönemine
dayanan bir inanış imiş. Kuleye çıkış asansör ile. Ancak inanılmaz bir kuyruk beklemek zorunda kalıyorsunuz. İlk 7 kat asansör ile çıkılıyor. Diğer 2 katı da merdivenle çıkıyorsunuz. İnişte ise tüm katlar merdivenle iniliyor.

Paris’te Eyfel, İstanbul’da Galata
Galata Kulesi bence, İstanbul’un görülmesi gereken en önemli tarihi yapıtlarından birisi. Paris’in Eyfel Kulesi ne ise, İstanbul’da da Galata Kulesi aynı. Ben oldum olası masalları, rivayetleri, öyküleri çok severim. Hele de Kız Kulesi ile olan aşk hikâyesini duyunca inanın Galata Kulesi’ne daha farklı bakmaya başladım. Çok mistik, çok tarihi, çok gizemli ve çok da görkemli bir kule Galata. Gezmediyseniz mutlaka gidin. İstanbul’u kuleden seyretmenin tadının çok başka olduğunu göreceksiniz.

Yazımı, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun ‘İstanbul Destanı’ adlı şiirinden şu güzelim satırlarla bitirmek istiyorum:
İstanbul deyince aklıma kuleler gelir,
Ne zaman birinin resmini yapsam, öteki kıskanır,
Ama şu Kız Kulesi’nin aklı olsa,
Galata Kulesi’ne varır,
Bir sürü çocukları olur.

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği