Thumbnail
  • 20.06.2023

Hava Gedikli Küçük Zabit Makinist Mektebi

 

Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte, ordu ve hava gücünün arttırılma çabaları kapsamında makinist ihtiyacı gündeme gelmişti. ‘‘Türk Tayyare Cemiyeti’’nin girişimleri ile açılan ‘‘Tayyare Makinist Mektebi’’, Türk havacılık tarihinde açılan ilk teknik okul olma özelliğine de sahip oldu. Bu okuldan mezun olan makinistler, Türk hava gücünün makinist ihtiyacının karşılanmasında büyük fayda sağladı. Kuruluşundan iki yıl sonra askeri okul statüsüne getirilerek ‘‘Hava Gedikli Küçük Zabit Makinist Mektebi’’ adını alan mektep, günümüzde ‘‘Hava Astsubay Meslek Yüksek Okulu’’ ismiyle devasa bir eğitim kurumuna dönüştü.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kuruluşundan bugüne ordu içinde farklı isimlendirmeler ve sınıflandırmalarla yer alan astsubaylar, Türk ordusunun vazgeçilmez unsuru olmuşlardır. İlk dönemlerden itibaren ordunun disiplin içinde ve belli bir nizamda düzenlenmesi için görevlendirilen çavuşlar, daha sonraları Büyük Selçuklu ve Osmanlı devletlerinde askeri kumandanlık, idari ve diplomatik elçilik yapmış; divan günlerinde devlet protokolünün uygulanmasına yardımcı olmuş ve devlet için önemli işleri takip etmişlerdi. Teknik gelişmelerle birlikte astsubayların ordu içindeki yeri de yeniden şekillenmeye başladı. 1900’lü yılların başından itibaren zanaatkâr personele duyulan ihtiyaç, küçük zabit olarak sınıflandırılan astsubaylar tarafından karşılanmaya çalışıldı. 1909 yılında çıkarılan bir nizamname ile subay eğitiminde olduğu gibi astsubay eğitiminin de modern yöntemlerle yapılabilmesi için Osmanlı Devleti’nin yedi ordu bölgesinde (İstanbul, Konya, Selânik, Sivas, Halep, Bağdat, Yemen) ilkokul düzeyinde “Küçük Zabit İptidaî Mektepleri” açılmıştır. Öncelikle kara ordusundaki ve donanmadaki teknik sınıflarda yetiştirilen küçük zabitler, 1911 yılından itibaren Türk askeri havacılığının teşkilatlandırılmasıyla kuvvet içinde yer aldılar.

Bu okullardan yetişen öğrencilerin eğitimlerini sürdürmesi amacıyla ortaokul düzeyinde “Küçük Zabit Mektepleri” açılmıştır. Bunlar 1909 yılında kurulan Selânik, Edirne, Beyrut, Erzincan, Bağdat Küçük Zabit Mektepleri ile 1910 yılında İstanbul Râmi Kışlasında‘nda kurulan “Sahra Ağır Topçu Mektebi”,  1911 yılında İstanbul Bakırköy’de kurulan “Süvari Mektebi” 1912 yılında İstanbul Halıcıoğlu’nda kurulan “Ulaştırma Mektebi” 1912 yılında İstanbul Balmumcu’da kurulan “Jandarma Mektebi” ve 1914 yılında İstanbul Haydarpaşa’da kurulan “Sıhhiye Gedikli Küçük Zabit Mektebi”dir. 1916’ya kadar idari ve teknik branşlarda çalışan astsubaylar, akabinde Türk hava gücüne pilot olarak hizmet etmeye başladılar. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda çeşitli cephelerde makinist ve pilot olarak bulundular.

Kuruluşundan Cumhuriyet’e kadar Türk havacılığının en çok muzdarip olduğu iş konulardan birisi de yetişmiş teknisyen eksikliğidir. Türk havacılığının kuruluşu sırasında 1911 yılında beş makinist Fransa’da R.E.P. Fabrikası’na, iki subay da İngiltere’de Bristol Okulu’na makinist eğitimine gönderilmiştir. Ayrıca İstanbul’da otomobil tamirciliği gibi tamir işlerinde çalışan sivil şahıslar da teknisyen olarak orduda istihdam edilmiştir. Balkan Savaşları sırasında Alman ve Fransız makinistlerle sözleşme imzalanarak bu açık kapatılmaya çalışılmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında artan uçak ve tayyare bölüğü sayısına paralel olarak makinist ihtiyacı da artış göstermiştir.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Türk hava gücünün komutasını üstlenen Erich Serno, savaş bitiminde Alman genelkurmayına verdiği görev raporunda; teknik personel istihdamında tornacı, bakırcı, demirci ve marangoz konusunda sıkıntı çekildiğini yazmıştır. Takım tezgâhı, hatta el aletleri temininde dahi büyük zorluklar baş gösterdiğini ekledikten sonra, bu aletlerin bazı durumlarda Kapalı Çarşı'dan satın alındığı belirtmiştir. Hangar inşasında ahşap ve çivi yokluğu çekildiğini de eklemiştir.

Makinist ihtiyacı Almanya’dan temin edilen makinistler ve Almanya’ya eğitime gönderilen makinist öğrencilerle giderilmeye çalışılmışsa da gerek nicelik gerekse de nitelik açısından ihtiyacın karşılanması mümkün olmamıştır. Yurt içinde düzenlenen makinist kursları zorunlu olarak, kısa süreli ve dolayısıyla az verimli olmuştur. Bu durumda, bu tür makinistlere sahip bölük ve müfrezelerde, görevler büyük ölçüde aksamakta ve hatta büyük kırımlara yol açan bakım ve onarım zafiyeti yaşanmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında eldeki mevcut bir avuç uçak aynı miktardaki makinist ile idame ettirilmeye çalışılmış; bu dönemde her alanda olduğu gibi makinist konusunda eldeki mevcutlarla idare edilmiştir.

Cumhuriyetin ilanından sonra Türk hava gücünün sayı ve etkinlik açısından arttırılması çabaları sırasında artan uçak ve birlik sayısına paralel olarak kalifiye makinist ihtiyacı daha da artmıştır. Birliklerde yeterli ve kalifiye makinist bulunmaması Türk hava gücünü zor durumda bırakmıştır. Türk Tayyare Cemiyeti’nin (T.Ta.C.) kurulması ve havacılık alanında faaliyet göstermeye başlaması ile askeri alanda duyulan makinist ihtiyacı sivil alana da sirayet etmiştir. Bu durum karşısında günümüzde Türk Hava Kurumu ismiyle faaliyetlerine devam etmekte olan T.Ta.C., gazetelere ilan vererek makinist arar duruma düşmüştür. 23 Nisan 1926 tarihinde İstanbul, Yeşilköy’de Tayyare Makinist Mektebi açılmış, Tayyare Makinist Mektebi’nin resmi açılış töreni 23 Nisan 1926 Cuma günü saat 12.00’de başlamıştır. Törene İstanbul Valisi Süleyman Sami (Kepenek), Şehremini Muhiddin, Cumhuriyet Halk Fırkası 13’üncü Mıntıka Müfettişi Refik İsmail, Polis Müdürü Ekrem, Merkez Kumandanı Şakir, İstanbul Bahriye Kumandanı Celal, Jandarma Müfettişi Nazmi, Tayyare Cemiyeti İstanbul Şubesi’nden Sadi, Ziyaeddin, Hafız Ali Rıza Beyler, Topçu Müfettişi Emin Paşa ile bazı erkân ve hava kuvvetleri mensupları katılmıştır.

Yeşilköy’de Tayyare Makinist Mektebi’nin açılmasını bizzat dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak istemiş, açılacak okulun da Ankara’da değil, İstanbul Ayastefanos’ da (Yeşilköy) terk edilmiş durumdaki eski hava okulunun kullanılmasını emretmiştir. Okulun burada kurulmasının tek sakıncası, Lozan Antlaşması gereği boğazların 15 kilometre etrafına askeri tesis yapılamıyor olmasıdır. Okulun sivil olması gerekliliği sorunu, Türk Tayyare Cemiyeti (T.Ta.C.)’nin kurulması ile aşıldı. Ayrıca okulun yönetiminde görev alacak olan subaylar da sivil görev yapacaklardı. Bunlar Okul Müdürü Yarbay Salim (İlkuçan) ve Müdür Yardımcısı Yüzbaşı Avni (Okar)’dı.

Türk hava gücü 1911 yılında kuruluşundan itibaren ilk on yılını savaşlar içinde geçirmiştir. Kuruluşundan itibaren elde ettiği uçaklarının idame ettirilmesinde büyük sorunlarla karşılamış, bu sorunların çözümü için nitelikli makinistlerin yetiştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur.  Bu savaşlarda, ülkenin teknik alt yapısına paralel olarak çekilen en büyük sıkıntı elde mevcut uçakların idamesini sağlayacak teknik malzeme bulunamaması ile uçakların bakım ve onarımlarını yapacak teknik personel eksikliği olmuştur.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Almanya’dan sağlanan uçaklar ile birlikte makinist personel de getirtilmiş, bir miktar öğrenci de Almanya’ya makinist eğitimine gönderilmiştir. Kurtuluş Savaşı yıllarında buji gibi temel maddelerin bile yurt içinde bulunamadığı bir ortamda kıt sayıdaki makinist ile uçuş görevleri desteklenmeye çalışılmıştır.

Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte, ordu ve hava gücünün arttırılma çabaları kapsamında makinist ihtiyacı bir kez daha gündeme gelecektir. T.Ta.C.nin kurulması ve Türk halkından aldığı maddi ve manevi destek ile makinist okulunun kurulabilmesi için gerekli kaynak elde edilmiştir. 1926 yılında açılan Tayyare Makinist Mektebi, Henriot firması ile yapılan iki yıl süreli anlaşmanın bitiminden sonra bir askeri okul niteliğini alarak makinist yetiştirmeye devam etmiştir.

Bu okuldan mezun olan makinistler, Türk hava gücünün makinist ihtiyacının karşılanmasında büyük fayda sağlamıştır. Kuruluşundan iki yıl sonra askeri okul statüsüne getirilerek ‘‘Hava Gedikli Küçük Zabit Makinist Mektebi’’ adını alan okul, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti’nin gösterdiği lüzum üzerine, 15 Eylül 1928 tarihinden itibaren masrafı T.Ta.C.ne ait olmak üzere Müdafaa-i Milliye Vekaleti emrine devir edilmiştir. Mektebin askeri okul statüsüne alınmasından sonra mektep mezunları okul bitiminde astsubay olarak görevlendirilmiştir. 1931 yılında Türk Hava Kuvvetleri’nde sürdürülen teknik hizmetlerin verimliliğini arttırmak amacıyla makinist subay yetiştirilmesine karar verilerek Yeşilköy Hava Makinist Okulu’nda ilk makinist subay kursu açılmıştır.

Hava Gedikli Küçük Zabit Makinist Mektebi, 1935 yılında Eskişehir’e taşınmıştır.  1941 yılında Diyarbakır’a intikal eden Hava Makinist Okulu, 9 Kasım 1945 tarihinde Eskişehir’e geri döndü. Yıllar içinde birçok teknik ve idari okulun eklenmesi ile İzmir’de konuşlu Hava Teknik Okullar Komutanlığı adını alan ve zaman içinde birçok konuş yeri ve teşkilat bağlantısı geçiren okul, Türk Hava Kuvvetleri’nin ihtiyacının karşılanmasına yönelik ilave teknik okulların açılmasıyla giderek büyümüştür. Türk Tayyare Cemiyeti’nin girişimleri ile açılan Tayyare Makinist Mektebi, Türk havacılık tarihinde açılan ilk teknik okul olma özelliğine de sahiptir.

Mektebin statüsünde yapılan değişiklik sonrası eğitim süresi iki yıla çıkarılırken, eğitim karşılığı zorunlu hizmet süresi de 12 yıla çıkartılmıştır. Hizmetlerinin sekizinci yılında Baş Gedikli rütbesine yükselmekte ve 12’nci hizmet yılının sonunda kendi istekleri ile terhis olabilmektedir. Hizmetin 12. yılında maaşları 100 liradır. Çalışmaya devam etmek isteyenler 20’nci senenin sonunda 120 lira maaş alırken, subaylar gibi aldıkları maaş üzerinden emeklilik maaşına hak kazanmakta ve 500 ila 700 lira arasında ikramiye almaktadırlar. Uçucu gediklilere her uçuş saati içinde 3 lira uçuş tazminatı verilmektedir. Maluliyet durumunda ise bin 500 lira ikramiye ve mülazım rütbesinden emeklilikleri yapılmaktadır. 1934 yılından itibaren ihtisaslaşmaya gidilerek makinistler; tayyare, telsiz ve elektrik branşlarında yetiştirilmeye başlanmıştır. Bu değişiklik ile birlikte Tayyare Makinist Mektebi mezunlarına pilot olma imkânı da sağlanmıştır.

1926 yılında Türk halkının sağladığı maddi imkânlarla kurulan Tayyare Makinist Mektebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu birçok teknik okulun da ilave edilmesiyle giderek büyümüş, ilk önce ‘‘Hava Teknik Okullar Komutanlığı’’ adını almıştır. Günümüzde ‘‘Hava Astsubay Meslek Yüksek Okulu’’ ismiyle eğitim ve öğretim faaliyetlerine devam eden okul, Türk Hava Kuvvetleri’nin bütün teknik ve idari astsubay kaynağı olarak eğitim vermeye devam etmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında konulan bir temel taşı, günümüzde devasa bir eğitim kurumuna dönüşmüştür.

 

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği